Bir alev topu dönüyor gözlerimde
Mavinin sonsuzluğunda yüzüyor hayallerim
Her sabah güneş uğrarken gezegenime
Bir bilmeceyi çözme telaşı başlıyor
Sonra, ben düşüyor zamanın bir yerine
Kılıçtan keskinmiş kıldan inceymiş,
Kılıç keser kıllı köprü niceymiş,
Dünya kütüphane ömrüm heceymiş,
Noktaya konupta ses olamadım...
Kendim parlatmışım kendim satmışım,
Prangası
hapishanesi olan,
Canı istediğinde,
Bağıran...
Başka bir canlı var mı?
Ne ellerini
Ne dillerini
Ne seni gördüm.
Sen, bende idin.
Ben sana döndüm...
Hep ileriye bakmaktan,
Önümüzü göremez olduk.
İşimize nasıl geliyorsa
Öyle okuduk...
Gelin hep beraber
Titretirken tenimi soğuk eller.
Güneş ta uzaktan gülümsüyordu.
Dolaşırken başımda kara yeller,
Yollar beller ile yarışıyordu....
İnsanlığı sanki kıran almıştı.
Yiğidin gönlünde aslan yatarmış,
Zarını havaya atıp tutarmış,
Attıkça kasaya para akarmış,
Kır ayı aslana çok yan bakarmış...
Yiğidin gönlünde aslan yatarmış,
Belki cahilleri atlatırsın
Aydınların gözlerini boyar
Bir süre halkı da kandırırsın
Ama mutlaka...
Havuzun başında Reis Ağacı
Ağaçlar kralı başımın tacı
İki yüz senelik gönül ilacı
Tarihin kokusu senden geliyor
Anneler gölgende yayık yayıyor
Abedin mola verdi
Dünyanın keyfi kaçtı
Bakalım bu seferki
Nasıl kayacak
Keyifli geceler
Başka türlüsü yok
İnsan bu
yürekte yanmadıkca sevgi ateşi
ne ısınır başka bir yürek
hep ısırır
başka yok mu diyerek
Başka türlüsü yok
İnsan bu
yürekte yanmadıkca sevgi ateşi
ne ısınır başka bir yürek
hep ısırır
başka yok mu diyerek
Başka türlüsü yok
İnsan bu
yürekte yanmadıkca sevgi ateşi
ne ısınır başka bir yürek
hep ısırır
başka yok mu diyerek