Razı olamadım gözlerine bakmadan uyumaya.
Söyleyemedim, anlatamadım duygularımı.
Kimsecikler görmesin, bilmesin istedim.
İçimden gelenleri yine içimde sakladım.
Eğer bir ümit kurtulursa bu gemi fırtınadan.
En sonunda yanaşacağım limansın sen.
Alışkanlıklarından bile vazgeçemiyor insan.
Sigaradan, votkadan, yürüyüşünden, gülüşünden.
Bırakamıyor bir kenara, silip atamıyor bağlandıklarını.
Zamanın çözüm bulamadıklarından bahsediyorum.
Karanlık çoktu bizde ayrılırken
Uzaklaşan her adımda daha bir zifiri.
İçimizde son bakıştan kalanlar,
Gökyüzü kızıl, biz karamsarlık siyahı.
Tüm beklentiler etrafımda biliyorum.
Özleminle yanarken içimdeki çayırlar
Zindandaki kalbime bir ışık bulamadım.
Ümitsizliğe kapılmamak için çırpınsam da.
Rahat bir nefes almayı haram ettim
Dizinin dibinden ayrılmadan yaşamak
İçimdekileri gizlememek istiyorum
Nedensiz, rotasız yola çıkan gemi misali.
Her rüzgara kapılıp savruluyorum.
Kendimin bile bilmediği kuytu yerlerde,
Bazen sürüklemeden beklemek istiyorum.
Çocukluğumdan getirdiğim bir umut taşıyorum geleceğe.
Merak etmeden duramadığım dünyada,
Son merakımı da şimdi gideriyorum.
Tüm yakınlarım toplanmış bedenimi uğurluyor.
Herkesi bir arada görmek beni mutlu etse de.
Beyazlar içindeki ben onları üzüyorum.
Barışıyorum kendimle bazı akşamlar.
Dinliyorum dertlerimi, çözüm bulamıyorum.
Barışıyorum bazen vişneli bir içki ile.
Yine de unutamıyorum olanları…
Bazı akşamlar çıkıyorum kendimden,
Sadece denizlerde olur sanıyordum bunları.
Şimdilerde içim Akdeniz misali.
Senin bırakıp gittiğin günden beri,
Dalgalanıyorum fırtınalı deniz gibi.
Eski bir kaldırım taşına bıraktığımı hatırladım.
Gülümsemenden kalan mutluluk kırıntılarımı.
Sevgimi haykıracak kadar yetişkin değildim.
Cümle kuracak kadar da edebi.
Kaderin benim için çizdiği çizgileri boyamaktı tek amacım.
Biraz renklensinler istedim.
Sıkılmıştım bu kara kalemlerden.
Elimdeki fırçaya her boya ya dokunuşunda heyecandan çıldıran yüreğim,
Yine aynı kaderin çok eski bir oyununa geliyordu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!