YİTİK DÜŞ
Bir yerküre vardı beyinlerimizde
Bayır aşağı evimiz düzlüğünde
Deniz gözükmüyordu ama
Yosun kokuyordu göğsün
YOKSUN
İğde kokun, yeşil gözlerin, suskunluğun
Gelir geçer benden
Haybeden, zaruri zannetmiştim
Dert, verem, bende sıkıntı, acı
YOLCU
Sevda, soluk almaya çalışır ellerimde
Kara bir kalem çizer
Dört yanı sanırsın şenlik yeri
İfadesiz bir karikatür sırtın döner
Yüreğin varsa yağmurda koşmaya
Çamurlar engel değil kalbime ayak basmaya
HAZİRAN’IM
Kuraklığım, lodosum, yüzümdeki çepelim
Dikenler acı, zehir azıları verirken; sen
Çıkıp geldiğin gece; haziranım
En naçarım, yalnızlığım; sen
AĞLAR GİBİYİM
Hayli zaman sana çipil gözlerim
Derin uykulardan uyanmış gibiyim
Pas sırtında demir gibi
BASİRETSİZCE
Basiretsizce taşınıp
Sualsiz, yüz üstü koyup
Hoyratça dövünme, söylenme
Yobaz mezhepli sofuya
KUŞLAR ve ATLAR
Beyaz atlar var anne
Üstünde yemyeşil cayırlardan
Kır çiçeklerini çiğneyip geçtiğim atlar
Bak dayanamadı
SIĞINTI
Sen memleket, sılam; kıraç bir yanım
Yorganına dolunayın şavkı düşsün
Dertlerin çiğdem çiçekleri gibi sararsın
Sevgili güzel ve arsız olmasaydı;
Ben mülteci ve korkak olur muydum?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!