Gideceğim artık bu yerden ve senden uzaklara
Senin hiç olmadığın ve gölgenin hiç vurmadığı topraklar üstüne
Bir başıma belki hiç kimsesiz kalmak pahasına
Gideceğim ve senin hiç olmadığın yollarında dolaşmadığın
Kaldırımlarda izinin olmadığı bir uzak kente
Ve hiç kimsesizliğe / ruhumda yaşadığım gibi..
Kuşluk vaktinde nedir düşündüğüm
Bu, düşler sokağına adanmış şiir
Hani gözlerindeki tenha kediciğim
Kuytularında seni saklar bu şehir
Bir telaşa dûçar yorgun yüreğim
sen gittiğinden beri
göçüp gittiğinden beri sen
alnıma kazınan çizgide
yazdığım şiirde dinlediğim şarkıda
yittiğinden beri
ben hiç gülmedim bir daha
Belki de bu şiirim bir veda namesidir
Riyakar sevgiliye isyanımın sesidir
Yollarda yitirdiğim onun izinden başka
Aşkımdır ümidimdir gönlümün hevesidir
Varsın kimse görmesin
Hiç kimse duymasın beni
Ben kalbimin en ücra köşesine
Gizlemişim seni
Ellerin diyorum
Siyaha yer açın beyaza elveda
Sular duruldu sırlar uslandı
Kesif bulutlar var havada
Hüzün artık yüreğime yaslandı
Cinnet meclisidir aklın durağı
Umut yaşamın kıyısı ve uzakta tenha düşler
Kırık ellerde sevda yenilgisi
Leyla’nın arandığı çöllerde yitirdim seni
Şiirlerimde hüsranımın sesi
Sebepsiz kabusum oldun birden bire
Bu geceyarısı Gebze'de sis var
Benim içim kapkaranlık
Sessizliğin musikisini dinliyorum evime kapanmış
Pencereden sensizliği izliyorum
Elimdeki tespih sabır taşı
Yaş ellidört ömrümün bu son çeyreğindeyim
Geçmiş artık bir rüya anın gerçeğindeyim
Bunca sene adeta göz kırpar gibi geçti
Yarın için bilmem ki neyi bekleyeceğim
Çocuktum düştüğümde kanar acırdı dizim
Beni İsrail'in mermileri değil,
Din kardeşlerimin nutukları öldürdü anne.
Beni ancak sapanımın taşları duydu.
Bir de Mescid-i Aksa gördü anne.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!