Babam hastalandı,
Içim cız diye yandı,
Doktorlar iki kutu ilaçla saldı,
Bir cuma sabahı babam rahmetli oldu.
Hastalığına korona dediler,
Çorumdan düştüm yola,
Dinlenme tesisinde verdim mola,
Tostun yanında içtim kola,
Bir güzel aileye misafir oldum.
Son anda karar verdim,
Bacaların dumanı cılız tütüyor,
Bugün de akşam oldu Kuzköyüm,
Süt pişti dumanı üzerinde tütüyor,
Bir selam sal hemen geleyim Kuzköyüm.
Konuşmakla peynir gemisi yürümüyor,
Hepsi tek tek girdi hayatıma,
Denk geldiler boş bulunduğum anıma,
Sokuluverdiler yanıma,
Bir kuş daha yuvadan uçtu.
Bir Kuzköy Atasözü der ki; ister köyde yaşayın, ister gurbette yaşayın mutlu yaşayın yeter...
Elinde iki bardak,
Dolanır kostak kostak,
Çay söyledi atak,
Birol efendi.
Paraları yedirdi hocaya,
Sen o kadar iyisinki,
Ben bu iyilikler altında ezildim,
Sensiz olamayacağımı anladım ki,
Döndüm dolaştım yine sana geldim.
O güzel günler geldi aklıma,
Dünya ya daldım,
Herkesi kendim gibi sandım,
Seni gördüm yandım,
Biz Ilkbahar gibiyiz....
Telefon numarasını aldım,
Sen seni hatırlamıyorsan
Sınıf numaranı da bilmiyorsan
Akşam olunca eve gelmiyorsan
Bizim köyde okul varmıydı yok mu...
Kış oldumuydu beline kadar çamur olurdun
Üç yolun birleştiği yere gıranın gaşı derler,
Selamsız geçeni döverler,
Elleri arkasında giderler,
Bizim köyün ihtiyarları.
Sözleri bilgili ve yerindedir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!