sandım ki
bir daha güneş doğmaz
doğsa da parıldamaz
insanın içini ısıtmaz
sandım ki
aydede artık hiç dışarı çıkmaz
Bir bahar başlıyordu içimde
Ağaçlar açmıştı yapraklarını
Renk renkti bütün çiçeklerim
Bir gök kuşağı oluşurdu
Gök yüzünün en maviliğinde
Meltem rüzgarları eser
Kapat kalbinin kapılarını
Sevdamızın askerlerini dik nöbete
Kimseler giremesin benden başka
Sen gir dedin de ben girmedim mi
Kilitle dudaklarını benim için
Sevgi sözleri çıkmasın başkasına
Aldım sivri uçlu kalemimi
Dizelerim puslu mu puslu
Her yer tozduman içinde
Göz gözü görmüyor
Ebruli kafiyeler başkaldırmış
Karanlığa kurşun sıkar gibi
Mısraların düşüyor yüreğime
Sözcüklerin alabora ediyor
Şiir denizimdeki mısralarımı
Kahve gözlerini işliyorum gözlerime
Sonra birden sevgin düşüyor içime
Ama seni seviyorum diyemiyorum
Kaybetme korkusunu en iyi ben bilirim
Hiç vazgeçmeyeceğim seni sevmekten
Üstelik bir gün benden bıkma ihtimalin
Bir kabus gibi hayallerimi kemirirken
Seni bir gün kaybetme korkusu
Yüreğimi bu kadar çok acıtırken
Ben sevda şiirleri yazarken
Sen dize dize yağardın
Gözlerindeki şiir denizime
Yağardın ama nerelerde
Bir bakardım uçsuz bucaksız okyanuslarda
Deniz kokan mısralarla yağardın
Gün geçtikçe tutkum artıyor sana
Hiçbir tutku bu kadar güzel olamaz
Yanımda olmadığın zamanlar
Özlemin çığ gibi büyüyor içimde
En büyük tutkum oluyorsun
Yalnız içimde bir korku var
Hani bir yerlerde birisinin varlığını hissedersin ve bir gün mutlaka gelip seni bulacağını bilirsin ya. Dünyada bir tek onun varlığına odaklanır ve onu beklersin ya. Sen o insandın işte. Seni ilk zamanlar sadece uzaktan seyrediyordum. Sonra bir gün sana selam vermek geldi içimden. Ancak bir kere de olsa selamımı almıyordun. Bir taraftan burnu havada kendini beğenmiş ne olacak diyordum. Diğer taraftan da aferin sana herkesin selamına karşılık verilmez doğru yapıyorsun diyordum kendi kendime. Sen bu olmalısın diyordum. İlk zamanlar senin bana merhaba diyeceğin günün umudunu bir tek gün bile kaybetmedim, her güne Belki de bugün bana merhaba diyecek diye başlıyordum.Umutlarımın yok olmaya başladığı günlerde senin selamın geldi. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım. Sevgi ve aşk gibi kavramlara inanmayan ben durduğum yerde duramıyordum. Seni ilk tanıdığım an yıllardır beklediğim o insan olduğunu anladım. Güya şaşırmayacaktım ama şaşırdım. O güne kadar yoktun ama hep bendeydin. Şimdi burada, çok yakınımdaydın. Günler geçtikçe sana alışıyordum. Seni görmediğim her günüm kabus dolu geçiyordu. Yine böyle bir gündü seni çok özlemiştim. İlk kez sana olan duygularımı yazıya döküyordum. Bir taraftan da sana olan özlemimi ve hislerimin sebebini düşünüyordum. Bir insanı bu kadar özlemek ve düşünmek normal ötesiydi. Bu duygular sevgiden başka birşey olamazdı. Hem de yüzünü görmediğim ve sesini duymadığım bir zamanlar hayalini sevdiğim insanın kendisi ile yüzleşmek korkutuyordu beni. Bu yüzleşmenin gerçekleşmesini istemiyordum aslında. Seni hep uzaktan sevecek ve yüreğimde yaşatacaktım. Belki de hislerimi hiç bir zaman sana söylemiyecektim. Belki sen hissedecektin ama sana asla açılmayacaktım. Bu arada seni tanıyıncaya kadar hiç sevmediğimi ve gerçek sevgiyi sende bulduğumu kendi kendime itiraf ediyordum. Sesini ilk duyduğumda büyülenmiştim sanki. Yalnız burada kendime verdiğim sözü tutamamış ve sana açılmıştım. Bu yaptığım hatanın geri dönülmez sonuçları olacağını bilemezdim. Sana olan sevgime karşılık vermen adeta başımı döndürmüştü. Artık hiç bir şey umurumda değildi. Benim için bir tek sen vardın artık. Boşlukta savrulduğumuzu düşünen bile olmuştu. Ama bunun böyle olmadığı gün geçtikçe en iyi şekilde ortaya çıktı. Ben seni ilk günkü gibi seviyorum, ya sen? Ne kadar istesem de kendimi tutamıyorum, saklayamıyorum. Seninle konuşurken yüreğimin atışlarına engel olamıyorum. Ölecek gibi oluyorum. Ne zaman rıhtımdan boğazı seyretsem, karşı kıyıdan uzun saçlarınla süzülürsün. Dalgalanır saçların.Bana yaklaştıkça kahverengi gözlerin yüreğime yüreğime sokulur. Peki sen niye konuşmuyorsun? Ben sende gördüğüm güzellikleri sana yakışan e güzel kelimelerle anlatmaya çalışıyorum. Ben konuştukça konuşuyorum. Sana karşı hislerimi durdurmuyorum, yüreğimi susturmuyorum. Değişiyorum senin karşında, güçsüzleşiyorum. Çünkü ben yüreğimdeki alevi seninle yaktım. İçimi titreten soğuklarda rıhtımda seni düşlerken, martıların boğazın üzerinde uçuşunu tek başıma seninle izledim. Şimdi istiyorum ki sen de teslim ol sevgiye. Sök at soğuklukları içinden,serbest bırak yüreğini ve beni takip et. Bırak beynine özlemim girsin. Senin için ben olayım.Sevgi olup kalbine dolayım yeniden, kan olup damarlarında dolaşayım. Sevgim sarsın yüreğinin her zerresini. Al yüreğimi yüreğine çözülsün buz tutan hücrelerin. Ben seni hala yüreğimde dolu dolu yaşıyorum. Şimdi ya beni ömür boyu sevgisizliğe bırakcaksın ya da yeniden dünyanın en mutlu çifti olacağız. Benim için ya sen ya da sen varsın. Öyleyse... Söz sende...
Kaçamıyorum senin kahverengi gözlerinden
Her attığım adımım beni geriye götürüyor,
Kurşun bakışlarından kaçamıyorum
Ölmüşüm sanki sensiz yaşamıyorum.
Seni tanımak sanki mısralarıma anahtar
Bu kalem mısralarında hep seni yazmak ister.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!