İçim volkanlar gibi patlarken
Hiçbir zaman doyurmadı beni
Şu eskimiş çürümüş dünya
Taşındım göklerde bir yıldıza
Yepyeni daha el değmemiş
Kırık kanadıma aşk besteleri düzerek
İstemler kay ıp giderken elimden
Sorunlar ın korkulu düşü olmak
Geçiyor içimden
Sık sık kesintiye uğruyor zaman
Beynimde isyancı bir kalabalık
Ellerim boşlukta aranıyor
Nedir bu boğuk sesler
Bir bezginlik yayılıyor çevreye
Kuru ayazlar girmiş
Sıcak ilişkiler arasına
Silinmiş mavi düşler
Gerçekler ayaklar altında
El attım yaşamın büyülü derinliğine
Dur durak bilmedi bedenim ve beynim
Açlığını hiç gideremedim
Doyumsuz ruhumun
Aylar günler akarken boşlukta
Kabuk bağlar derin yaralarım
Nerede ve nasıl bitecek bu kargaşa
Derin duyguların kucağında
Çırpınır ölü sessizliğin gizli çığlığı
Kimler önleyecek zamanın tökezlemesini
Korku sarmalında insanlar
Göçebe umutların arkasından koşuyer
Işıktan bir ses
Sesten bir ışık sızıyor
Duygu kanatlanmış masmavi
Sezgi kulaç atıyor habire
Us sınırını zorluyor geleceğin
Sözü dövüyorum örste
Bir altın varak oluyor
Bir çelik
Atıyorum onu kızgın fırınlara
Yanıp pişerek karşıma çıkıyor
Elinden tutuyorum sözün
Düşmanın yıvgasına uyup
Koparılmaya yelteniyorsun sen
Bin yıllık
Kardeşliğin gövdesinden
Ağıda kesmiş ortalık
Kan barut ve mayınlı sorunlardan
Yeni dostlarla donandı sofra
Yemyeşil bir çimenin üstünde
Hışırdıyor ağaç yaprakları tepemizde
Kuşlar cıvıldaşıyor çitler boyunca
Kadehler kaldırılırken birer birer sağlığa
Bir çocuk sevinci yayıldı ortalığa
Onarmaya çıktım var gücümle
Sarsıntıyı besleyen engelli yolları
Gülmesi için yüzleri tüm insarıların
Yapmacık ilgiler kol geziyordu ortalarda
Dağıttım her türlü sislerin perdesini
Yırttım başlara çöken alacakaranlıkları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!