Kuşlar bir birine, serenat yapsın
Türlü hoş kokulu, çiçekler açsın
Uyuyan doğanın, uykusu kaçsın
Bahar yağmurları, ıslatsın beni
Bulutlar çarpışsın, gök yüzü çoşsun
Kürtünlü kim diye, herkes soruyor
Güvende de, ocakları duruyor
Kadırga da, horonları kuruyor
Kazıkbelde, davul zurna vuruyor
Sarıç gibi, başı dimdik bakıyor
Kim ağır basarsa, dönüyor alçak
Dişlinin önünde, çömüyor alçak
Ar ile namusu, gömüyor alçak
Kötüler dünyada, baki değildir
Bir parça kemiğe, koşuyor alçak
Sararsam seni, kirlenir bedenim
El atsam uçkura, kalmaz sevenim
İnsanca yaşamak, benim nedenim
Boşuna sürtünme, başka kapıya
Bulaşmam dünyada, zevke sefaya
Yakasından tutup, kapasım gelir
Yüzüne bir kafa, atasım gelir
Ayağıma pas pas, yapasım gelir
Geç kaldık, bir yerden başlamak lazım
Toz edip, dumana katasım gelir
Önümüzde kalleş terör dururken
Kör kurşun her gün bizi bulurken
Vatan evlatları şehit olurken
Bayram deyip nasıl gülüp oynarım
Çelişkili düzen hâlâ yürürken
İhtiyaç alınmış, eksik görülmüş
Heybeler sırtlanmış, ağzı büzülmüş
Yollara çıkmışlar, göçler düzülmüş
Yaylalar şenlensin, bayram var bugün
Çan kelek sesleri, bir ritim tutmuş
Hazımsız çekemez fırsatçı melun !Fıtratı hain fıtratı Firevun !
İşitsin sesimi melun Firevun !
Çiğ yemedim benim karnım ağrımaz !
Paçayı sıvamış, dere görmeden
Ok atar uzağa, yayı germeden
Kavun olmuş kelek, daha ermeden
Alçak at birazda, civcivler yesin
Hedefini bilmez, kurşunu atar
Soğanı ekmeğe katık eylesem
Koyunu çimene salıp heylesem
Kavalımı çalıp türkü söylesem
Ahh ! Çoban ! Çoban olsam bu yaylada !
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!