Umut gariplerin,
Ucuz ekmeği,
Gece gündüz demez,
Umar da durur,
Sevmeyen,
Bir kaprisli insan için,
Unutulur der geçersin,
Unutmak öyle kolay mı,
Çok basit bir yara dersin,
Sor unutabilen var mı?
Süründürür bu dert seni,
Çektiklerin bir yalan mı?
Evrendeki tüm dillerde,
Hem yazıyor, okuyorum,
Gök bahçesinde güllerde,
Misler gibi kokuyorum,
Aşk dalında bülbül benim,
Feryat figan hep öterim…
Nereye varacaksınız,
İşkenceyle ölümle,
Herkesin bu dünyada,
Biraz huzuru olmalı,
İnsanlık kurtulacak,
Ancak sevgi ve bilimle,
Fakirlik sanki, alnımızın yazısı, Alnımıza yazıyı, yazan utansın, Geçmiyor yüreğimde, aşkın acısı, Aşk değerini, bilmeyenler utansın,
Babanlar kapınızdan, kovmuş babamı, Kapıdan anamı, kovan ana utansın, Bu zamanda parayla, kızın satanı, Töreye bu kuralı, koyan utansın,
Zora koyup bizi, düşüren dağlara, Elimize silahı, veren utansın, Söylüyorum düzdeki, bütün sağlara, Marabayı öldüren, şaki utansın,
Şimdi benden uzaklarda,
Hangi yabancı kollarda,
Gözlerin öyle doluyorsa,
Yüreğin baharda donuyorsa,
Dilin şansa lanet ediyorsa,
Sakın kendini kahretme,
Biz tarif ederken uzaklığı,
“Ti” bazıları da “ta” derler ya,
Sizde bunların anlamı nedir?
Ta, ta Oralardan mı geldiniz,
Oralar ne kadar “ti” veya “ta” dır,
Yağmurun sesine bak, Allah diye yağarak, Dağı taşı oyarak, Başını taştan taşa vurur, Allah diyerek çağlar durur…
Yağar bırakıp semayı, Temizler bütün dünyayı, Özler durur deryayı, Başını taştan taşa vurur, Allah diyerek çağlar durur…
Bak yağmura hep mana, Su sesinde gizli ukba, Tek çıkar yol O Mevla, Başını taştan taşa vurur, Allah diyerek çağlar durur…
Asırlardır toprağın kanla yoğrulmuş, Bu hamurda sonunda vatan olmuştur, Mazlumların gözyaşı senden sorulmuş, Zalimlerde sonunda hüküm bulmuştur,
Gittiğin her yerlere huzur götürdün, Bu yerlerde yaşanan zulmü bitirdin, Şeytanın lanet suratına tükürdün, Ortaçağda seninle mutlu olmuştur.
Tükenmiyor insanın güç için ısrarı, Alfabedeki harfler buna yetmiyor, çoktan geçmiş sosyal devrimler çağı, nedense hala ihtilaller bitmiyor, ülkeler ileri demokrasi peşindeler ya, sınırsız insan hakları, güçlüye ya, işte böyle bir zamanda, 15 Temmuz 2016, İstanbul’da.
Şehirler sultanı İstanbul, Türbeler, camiler diyarı, insanlıkmirası, adı belli, sanı belli, bilinir her yeri, İstanbul biraz Yahudi, biraz Hristiyan, Ama yüzde doksan dokuz Müslüman, Fatihin, Mustafa Kemalin İstanbul’u “Geldikleri gibi giderler”
Aklına beynine sağlık, bu cümleler sonsuzluğa kalacaktır.