Sarı Saltuk mu, Küpeli Hafız mı, Dede Korkut mu,
Kumral Abdal mı bilinmez belki de hepsinin, bey olanlara, bey olacaklara söyledikleridir...
Kılıç iyi, kalem iyi,
Birisini silmek olmaz.
Dedim:
Yücelerden mağrur mağrur bakarsın,
Duy sesimi sana derim dağlar ey!
Gölgeleri üzerime yıkarsın,
Gururlanma gücenirim dağlar ey!
Gitmeli birlik izinde,
Tok olan bilmeli açı.
Senlik benlik denizinde,
Atmak gerekmez kulacı.
Sabır yumağını öre,
Gök aradık tuğlara,
Türk'ü yazdık çağlara,
Aşk atını dağlara,
Yıldırım'ca sürdük ya!
Üç ettik ayımızı,
Göz açışta gördüğümsün
Mil olmak neyine senin
Mısra mısra ördüğümsün
Tül olmak neyine senin
Gel denilende gelinir
Görünen gizlidir kökte,
Dal üstünde sanan benim.
Yıldızlar serpilmiş gökte,
Saymaktan usanan benim.
Gök ekinleri yolanda,
Günah ateşlere varırken elim,
Kara gecelere beyaz çığ düşer.
Çift başlı kartalı beklerken kilim,
Yürek gergefine elif tığ düşer.
Nice zamanlara Yediler uyur,
BİLİNE
Karaya beyaz denilmez,
Doğrudan geri dönülmez
Yiğit kendine yenilmez,
Biline...
Ellerim ufku tutar,
Göklere kanat benim.
Yaşım var dünya kadar,
Tarihe hayat benim.
Gün geldi Cengiz Han'dım,
Yoğrulan toprağım aşkla bezeli,
Gönlümü ışıtan nurum sendedir.
Beşbin yıllık tarih senle yazılı,
Şerefim, gururum, ar'ım sendedir.
Sendedir geceye uzanan şafak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!