Hani söz vermiştin,
İçimde bir şeyler koparmayacaktın.
Hani söz vermiştin,
Ansızın çekip gitmeyecektin.
Öyle kendime kızgınım ki,
Öyle kendime nefretle bakıyorum ki,
Öyle kendimden utanıyorum ki,
İnsan mıyım, hayvan mıyım, ne cinsim,
Bakıpta durdum şu dünyanın garip haline
Kimi kusar,kimi parmak bandırmaz balına
Kimi kefene hasret,kimi siper malına
Kanım akıyor oluk oluk zeytin dalına
Mevcuttur gardaşım herşey yer küresinde
İnsan olarak bir bir dağıldılar dünyaya
Kimi uyku bilmezken kimi talı rüyaya
Kimi elini avucunu açamazken hakka
Meydan okudu kimi koca dünyaya
Pervane oldular dağ taş demeden
KİMİMİZ
Görünen o ki hak bozmaz kararı
İnsanoğlu bozar herdem ayarı
Altında iki renk biri ak biri sarı
Eh kimimiz dolu yaşar kimimiz yarı
İçimde dinmeyen sızı dinmiş bu gece
Bir nefes alıp rahatladım mı sanki
Kim yanmış,kalmış,ölmüş kimin umrumda
Satmışım Dünyanın telaşesini Amele pazarında
İlk bahar geldi hala yeşermedi bağım
Karla kaplı hala gönül dağım
Eridi de erdi içimde yağım
Ben isyan etmeyim de kimler eylesin
Mevsimler geçti içimde hala hüzün
Bir iki arkadaşla çıktık dışarı
Bura senin bura benim derken
olduk taylar gibi haşarı
Eh merat şişedeki gibi durmuyor
Çarptı bizi polis jopu gibi
Salandık bir sağa bir sola
Dolaştırma gayri beni yeter
Bırak benim ruh halimi
Aklım başımda leyla !
Mecnun gibiyim tutma elimi
Meşhurdur İstanbul'un Boğaz Köprüsü,
Maviye boyanır orada gönlün örtüsü.
Bakma öyle, çıktı artık insanlığın törtüsü,
Ey ulu İstanbul, sen ne çetin şehirsin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!