Kâinat dediğimiz âlem, uçsuz bucaksız
Döner durur her dem, bir çocuk misali…şartsız!
Anlamaya, bilmeye çalışmış, nice âkil
Tâ yolun başında şaşmış, bîçare ve zelil
Bilinmez bir hiç idik, Ruhlara üfürüldü
Şair-Yazar Vahittin Bozgeyik Anısına
2 Nisan 2005, bir bahar günüydü
Gözler yaş dolu, yürekler hüzünlüydü
Güzel insan, şair-yazar Vahittin Abi
Hiç hesapta yokken, sessizce Hak’ka yürüdü
Rabbimize Dilekçedir Dualar
Kutsi bir dilekçe…
Kâğıt, kalem istemeyen
Arz olunacak zaman ve mekan
Samimi bir kalp ve
O’na açılan eller
Suya düşen paçavra bir kâğıt gibi
Havzında yüzsem nola birgün
Erisem, dağılsam lime lime olsam da
Havzın taşlarına, yapışsam birgün
Ocakta yanan kuru bir odun gibi
Gaziantep! ..Yiğit Antep! ..Gazi Şehir
Dünya gıpta ile seni, ediyor seyir
Karanlıkların, alevlerin içinde de olsan
Sabret, Dik dur, Bak! İşte yakındır fecir
Nice gazilerin, şehitlerin yurdusun sen
Cahit Külebi’nin anısına
Canlara can, aşıklara canansın
Ağlayan yaşlı gözlere, devasın
Hasret çeken sevdalılara, yarsın
İçimdesin, benimle ben olansın
Yazıklar olsun, Vay haline
Mal toplayıp, O'nu saklayıp sayan
İnsanları arkadan çekiştirip duran
Kaş göz işareti yaparak alay eden
Her kişiye yazıklar olsun vay haline
Kuran ile sünnet, Mümin için hakikat
Allah’a imandan sonra, Resule itaat
Dünyaya gelişiyle, şereflendi kâinat
Peygambersiz, elbet yaşanmaz hayat
Açlıktan; karınlarına taş bağlayanların
Toprağa dökülen unları toplayanların
Kemikleri görünen, komaya girenlerin
Vahşetin, soykırımın yaşandığı yer, GAZZE
Baba karnım aç, yatamıyorum diyenlerin,
İnsan, insan olur, doğru olursa
Aşıklar ağlamaz, aşık olunsa
Fakir, yoksul kalmaz, zengin uyansa
Cahiller tükenir, bilgi olursa
Olursa diyoruz, neden olmasın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!