Elimde ateşe gönül vermiş kavuniçi çam kokan tahta parçası
taş plakta ferahfeza makamında beste sema zamanı
kuzineyi yakmaya çalışıyorum eski kamyon çalıştırırcasına
is kokusu geliyor burnuma bir yanık nağme taş plakta
kır evimdeyim doksan dokuzluk tespih duvarda
şöminenin üzerine sıralanmış tunç havanlar
Şiirin a şıkkı;
Sevdanın gözü sende
Sevda kavuniçi
Yazın buz gibi
Kışın alevli
Sahne tozu yutar ya sanatçı
Anne'nin en sancılı zamanıdır
Senin hayatla tanışman
Vazgeçmek istemezsin bir daha ondan
Kozalakları dökülür çamın altına
Bu hayata
Aşk’a
Sevgiye, sücûda
Tutunamayanlar etrafta
Müstakil dolaşmakta
Terinosun ömrü kısa
Sezgilerim
Seni bana
Hata yaparcasına...
Eylülde toprağa sarhoş edasıyla düşen
Cansız yaprak
Titreyen perdenin ötesinde;
karanlık,
karanlığın ötesinde martı kahkahaları
yine bir Haziran gecesi sıcak mı evet evet sıcak
derken bir araba sesi duyulur
önümüzde sokak.
İzlanda yanıyor
Kaliforniya'da fırtına
Pensilvanya'da kar var
Hayat felç oldu
Kışın sonu bahar.
İskele martı beyazı
Sahil göz kırpıyor insanlara
Çamlar yeni berbere gitmiş
Taranmış süslenmiş
Koku sürünmüş
Kaplıca suyu dairelerin içine girmiş
Biri kıskanan biri varsa o,
Yani sıfır.
Bölünemeyen veya üretilemeyen,
Çıkartılıp, eklenemeyen
Hayalet, gözükmeyen.
Sıfır.
Bir ağaç bile olamadım İstanbul’da
eski müze avlusunda
çınar cinsinden
veya bir caminin çeşmesinin yanı başında
cadde kenarında
gölge olabilseydim dibimdeki
radyo yayını bir müddet önce kaldırılmıştır.
Ben Mehmet Akif Tiryaki. SI
iirlerimi Enis Fosforoglu radyodan seslendiriyor.
Cuma gunleri radyo programina sizleri de bekliyorum.
Saat 14.30 da 100.8 de Enis Fosforoglu ile birlikte.