Sonbahar yaprakları toplayan
bir çöpçüydü o Krizantem sokağında
kahverengi yapraklar sesiz düşerken kaldırıma
yazdan kalma eski giysileri içinde
hiç telaş yoktu ne Rıza’da ne de sokakta
Bu gün ciddi bir gazete almak istedim
bir tanesinin fiyatına baktım
gazete gibi ciddi
Diğeri;
O da aynı ciddiyette
Gazeteci;
Siyah mantolu,
pembe atkılı,
kitap okuyan kadın
ve
şiir yazan
beyaz saçlı adam
Zeki, duygusal
Sadık ve bağlı sahibine
Sever o sizi, siz sevmeseniz de
Cinsi kangal,
Şakayla işi olmaz,
Küçük bahçeyi sevmez, açık alan ister,
Islak duygularımın kuruduğu,
Sıcak yaz gecesinde,
Özlemle bekledim seni,
Belki bana dönersin diye.
Dakikalar geçmek bilmedi,
Sağ elinin baş parmağı (bombaya dokunan parmak)
Kırmızı kor olmuş parlıyor,
Cehennemin en son katında;
Yahudi askerler yanıyor.
Gayya kuyusunda
Karışık meyve satıyordu
mahallenin manavı
ayva elma portakal mandalina
ayrıca bir tane de limon yanında
hepsi elli kuruşa
Sizi sarhoş eden bir sigara dumanı gibidir,
Birkaç yudum Sapanca havası,
Bir rüya, bir şiir, bir dağ manzarası.
Mest eder, varsa dertleriniz silinir,
Havanın lezzeti orada bilinir.
Buz gibi bir hava soğuk su ve alabalık tavası,
Pilav tabak içinde
Nohut pilav üstünde
Ayran daha yoğurt iken
Bahçeyi bastı diken
Aşkım dağların ardında
Makinist boşluğu var bu trende belli,
ara sıra işten işe atlayıp geçti.
Rıza Efendi '-Yapılacak işler değil bunlar.' dedi,
makinist oldu, evlendi.
Çocukları oldu, sonunda
radyo yayını bir müddet önce kaldırılmıştır.
Ben Mehmet Akif Tiryaki. SI
iirlerimi Enis Fosforoglu radyodan seslendiriyor.
Cuma gunleri radyo programina sizleri de bekliyorum.
Saat 14.30 da 100.8 de Enis Fosforoglu ile birlikte.