Mehmet 13- Halam
çok şükür ….. kii
korkduğum başıma ğelmedi
gapıldık bi iş öğrenme telaşesine
günler su ğibi geşdi ğetdi
onsekizinci ğüne ğadar saydım
ondan sonra unutdum saymayı
geceleri, yatağın içinde gözlerimden
acı acı yaş boşanırdı
ebem sağ mıdır ki
bi da görebilcen mi ki.
halamı birine verdiler mi ki
düğününde bari oynayabilecen mi
köyde olsaydım düğününde
atbaşı dutardım hiş değilise
valla çobana yabana verdirmen
kim olu(r) sa ossun geder-getmez
atbaşı paramı alırın
emme okumuş memur biri olusa
bu köy adetinden cayarın,
ayıp olu vala
emme halam benim hediyemi ayırmıştır
sağolsun beni bek sever
beni hep guca(ğı) nda yatırıdı
gece boyu üsdümü örter
üsdüme titrerdi
zanallı; heş deği(l) mamir birine varı da….
köyden file ğederse
gurtulu ğede(r)
………….
mamir birine varı(r) saa
beni yanında götürüp okudacağıdı
ya gocası olcak şey isdemezse
şe(hir) erli olusa isdemez tabi,
hiş değilise ilk yıl uzak durmalı
ne de olsa -cicim ayları-
ha! n’olur tecil ederin bi tahakı seneye
o arada ağzında girer burnundan çıkar
kendime mut ederin evelallah
ha okumuş mamir, ha şeherli
gafaları bek basmaz
keyempereye getirin i(n) şallah
emme hiç isdemezsee ……….
valla o ğözellikde biri
kocasına isdediğini etdiri
akıllı, cazı[1], uzun saşlı,
upuzun boylu,
halam gibi biri olsa valla gaçırman
ya da gaçırın
o’nun gibi biri az bulunu valla
hani Allahın işi-ğücü yoğukana
özene bezene yaratmış derler ya
ta öyle,
hele gözleri,
değme dünya gözeline daş çıkartdırı
el hasıl; halamı alan yaşadı
gerçi köyün deliğanlıları
hep onun hayalını ov(k) şayo emme
halam heş birine gulağ asmazdı
assa bilmen mi
bizim evin yolundan sağa-sola,
olmadı aşşa-yokarı
halam uçu[2] geşdikleri besbelli
damımızda, pençeremizde
genşlerin gözleri
emme o; onnarı ğördükçene,
yaka silkerdi
burun gıvırı(r) ,
gafasını çeviridi
haz etmezdi,
huysuzlanırdı,
sinirlenirdi,
öyle zamannarda
yerden bi daş alıp da
adamın gafasına yandırasım[3] gelirdi
hatda bi keresinde de
halı dokumaya gelen biri
belli ya agasından nekdip getirdiydi
halam bi aksilendi,
gözlerini bi çelertti kii;
“-bak bacım
böyle şeyleri getirmeğ uçu geliyosan
bi ta[4] gelme” dedi
hinci saçını başını yolcak deye ödüm sıtdı
köpürdü de köpürdü,
o an halam gözümde dev gibi böyüdü
net(i) çede
ne o ğız gakıp-gedebildi
ne de bişiy deyebildi,
öylen ekme(ği) ne bile gakmadılar
ağşama ğadak gakmamaca halı dokudular
birbirlerine vuruyomuş gibi
kirkit vurdular,
atkı atdılar,
işde dedim işdee
bi adamın alca(ğı) gız böyle olmalı
at gibi kişneycek,
emme çitme de atacak
yerine ğöre guyru(ğu) nu tozutacak
binerkende
yanında gezdiriken de
ille at, hemi de Kekliğoğlunun
gelin alınan beyaz at gibi..
ben alıkana bakacan
halam gibi mi..
tamam
sırf zenginler deye onnara varacak
herkeşin getirdiği nekdibi alcak
bana gel deyene varcak değil ya
hemi zengin olsalar n’olcak
gız’ca(ğı) z oğün gakıp gedemedi emme
ertesi ğünde ğelemedi
zavallı
kendileri deği ki,
işleri zengin valla
görmeyon mu,
çoluk-çocukları
daha zabahın zeherinde
kimi sürünün peşinde
kimi çiftin gıçındalar
garıları demişsin,
eğile-eğile ahır-hayat,
süpürcez, süt sağ(a) ca(ğı) z deye
gasgambır galmışlar,
uyku yok, dünek yok
el içine çıkıvıcaklayın
üst-başları[5] yok
zati o halıdan keyri de
ebem evden halıyı galdırdı
tabi dedemgilin eyi halları-vakıtları
gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş
kiminin çatısı[6] bozulmuş,
kiminin elleri çötümüş[7]
kimi dünyasından bezmiş,
kiminin kendi-kendine
olmuş-getmiş çocukları
halam hayat süpürmeye file gaksa,
ebem süpü(r) tdürmezdi ki ne
onu yokarı savar aşşadan ünnerdi anama
“-gelin beri baaak,
…
sen bu hayadı heş görmemin gız-gızım”
yazık anamın
“-edemen”
“-ıccık da gızın etsin” deycek halı mı var idi
elindeki işi goyvuru aşşa seğidirdi
halam düğünnerde-bayramlarda filen
keyinsin de bi çıksın sokağa
her yerden fark edilidi valla,
o boy-pos endam
herkeşin yüzünün döndüğü yerin hak ortasında
halam!
yanında artisler halt etmiş
bana aldırmazlardı
benisem herkeşe dik dik bakar
yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim
o yüzden keleklerini doğrar
armıtlarını silkelerdim
.mına ğodumun döyüslerinin
adımı -nakıs-’a çıkartdılar
şeyimden aşşa gasımpaşa
de! onu decem,
halacazım köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı
alçaklarda eğleşmezdi[8]
deği yaddan yabandan,
köyden gelen dünürcülere bile
bi “-hoş geldin” bile demez,
yüz vermez, yüzlerine ğülmez
çay-gayfa eletmez,
hızmat etmez kimseye
“-yaşım da(ha) güçcük
benden böyükler duru(r) kana” deye geri çeviri(r) di
“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere
“-goca goca daş düşsün depenize” derdi
Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi
ona neyise[9]
“-gelen geden yokmu gayrııık” deyince
ebem “-olmamı ay gelin emme
bizim abıla kimseleri beğenmeyoru
ağzı yokarlarda
aşşadan yemeyoru” dediydi
o’da “-ben onun gadak gözel olsam
ya gadı derin, ya gaymakam
hemi de en gözeline varın”
dediydi
dünkü ğibi gözümün öğünde
o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım
hakgaten köyde onun üsdüne
gözel yoğudu
o ğünden sonura halam gözüme
bi başga göründü ne yalan söyleyen
gararım garar
ben halam gibi biriynen evlencen
uzun boylu
uzun sarı saşlı
canlı benizli
toplu
galem gaşlı
tay gibi
[1] cazı: cadı, becerikli
[2] uçu(n) : için
[3] yandırmak: yanlamasına atarak vurmak, yan tarafına vurmak olabilir
[4] bi-ta(ha) : bir daha
[5] üst-baş: giysi, elbise
[6] çatı: iskelet, kasdedilen omuz-boyun bölgesi
[7] çot-çöt: elsiz, ayaksız (çolak-topal) ya da eller formunu yitirmiş, hareket edemeyen
[8] eğleşmek/eğlenmek: oyalanmak, vakit geçirmek, beklemek, durmak
[9] o ne karışıyor, onu nerden ilgilendiriyon, kahyasımı anlamında
İbrahim ÇelikliKayıt Tarihi : 4.9.2010 13:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İbrahim Çelikli](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/04/mehmet-13-halam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!