Mehmet 13- Halam Şiiri - İbrahim Çelikli

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Mehmet 13- Halam

Mehmet 13- Halam
çok şükür ….. kii

korkduğum başıma ğelmedi

gapıldık bi iş öğrenme telaşesine

günler su ğibi geşdi ğetdi

onsekizinci ğüne ğadar saydım

ondan sonra unutdum saymayı

geceleri, yatağın içinde gözlerimden

acı acı yaş boşanırdı

ebem sağ mıdır ki

bi da görebilcen mi ki.

halamı birine verdiler mi ki

düğününde bari oynayabilecen mi

köyde olsaydım düğününde

atbaşı dutardım hiş değilise

valla çobana yabana verdirmen

kim olu(r) sa ossun geder-getmez

atbaşı paramı alırın

emme okumuş memur biri olusa

bu köy adetinden cayarın,

ayıp olu vala

emme halam benim hediyemi ayırmıştır

sağolsun beni bek sever

beni hep guca(ğı) nda yatırıdı

gece boyu üsdümü örter

üsdüme titrerdi

zanallı; heş deği(l) mamir birine varı da….

köyden file ğederse

gurtulu ğede(r)

………….

mamir birine varı(r) saa

beni yanında götürüp okudacağıdı

ya gocası olcak şey isdemezse

şe(hir) erli olusa isdemez tabi,

hiş değilise ilk yıl uzak durmalı

ne de olsa -cicim ayları-

ha! n’olur tecil ederin bi tahakı seneye

o arada ağzında girer burnundan çıkar

kendime mut ederin evelallah

ha okumuş mamir, ha şeherli

gafaları bek basmaz

keyempereye getirin i(n) şallah

emme hiç isdemezsee ……….

valla o ğözellikde biri

kocasına isdediğini etdiri

akıllı, cazı[1], uzun saşlı,

upuzun boylu,

halam gibi biri olsa valla gaçırman

ya da gaçırın

o’nun gibi biri az bulunu valla

hani Allahın işi-ğücü yoğukana

özene bezene yaratmış derler ya

ta öyle,

hele gözleri,

değme dünya gözeline daş çıkartdırı

el hasıl; halamı alan yaşadı

gerçi köyün deliğanlıları

hep onun hayalını ov(k) şayo emme

halam heş birine gulağ asmazdı

assa bilmen mi

bizim evin yolundan sağa-sola,

olmadı aşşa-yokarı

halam uçu[2] geşdikleri besbelli

damımızda, pençeremizde

genşlerin gözleri

emme o; onnarı ğördükçene,

yaka silkerdi

burun gıvırı(r) ,

gafasını çeviridi

haz etmezdi,

huysuzlanırdı,

sinirlenirdi,

öyle zamannarda

yerden bi daş alıp da

adamın gafasına yandırasım[3] gelirdi

hatda bi keresinde de

halı dokumaya gelen biri

belli ya agasından nekdip getirdiydi

halam bi aksilendi,

gözlerini bi çelertti kii;

“-bak bacım

böyle şeyleri getirmeğ uçu geliyosan

bi ta[4] gelme” dedi

hinci saçını başını yolcak deye ödüm sıtdı

köpürdü de köpürdü,

o an halam gözümde dev gibi böyüdü

net(i) çede

ne o ğız gakıp-gedebildi

ne de bişiy deyebildi,

öylen ekme(ği) ne bile gakmadılar

ağşama ğadak gakmamaca halı dokudular

birbirlerine vuruyomuş gibi

kirkit vurdular,

atkı atdılar,

işde dedim işdee

bi adamın alca(ğı) gız böyle olmalı

at gibi kişneycek,

emme çitme de atacak

yerine ğöre guyru(ğu) nu tozutacak

binerkende

yanında gezdiriken de

ille at, hemi de Kekliğoğlunun

gelin alınan beyaz at gibi..

ben alıkana bakacan

halam gibi mi..

tamam

sırf zenginler deye onnara varacak

herkeşin getirdiği nekdibi alcak

bana gel deyene varcak değil ya

hemi zengin olsalar n’olcak

gız’ca(ğı) z oğün gakıp gedemedi emme

ertesi ğünde ğelemedi

zavallı

kendileri deği ki,

işleri zengin valla

görmeyon mu,

çoluk-çocukları

daha zabahın zeherinde

kimi sürünün peşinde

kimi çiftin gıçındalar

garıları demişsin,

eğile-eğile ahır-hayat,

süpürcez, süt sağ(a) ca(ğı) z deye

gasgambır galmışlar,

uyku yok, dünek yok

el içine çıkıvıcaklayın

üst-başları[5] yok

zati o halıdan keyri de

ebem evden halıyı galdırdı

tabi dedemgilin eyi halları-vakıtları

gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş

kiminin çatısı[6] bozulmuş,

kiminin elleri çötümüş[7]

kimi dünyasından bezmiş,

kiminin kendi-kendine

olmuş-getmiş çocukları

halam hayat süpürmeye file gaksa,

ebem süpü(r) tdürmezdi ki ne

onu yokarı savar aşşadan ünnerdi anama

“-gelin beri baaak,

sen bu hayadı heş görmemin gız-gızım”

yazık anamın

“-edemen”

“-ıccık da gızın etsin” deycek halı mı var idi

elindeki işi goyvuru aşşa seğidirdi

halam düğünnerde-bayramlarda filen

keyinsin de bi çıksın sokağa

her yerden fark edilidi valla,

o boy-pos endam

herkeşin yüzünün döndüğü yerin hak ortasında

halam!

yanında artisler halt etmiş

bana aldırmazlardı

benisem herkeşe dik dik bakar

yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim

o yüzden keleklerini doğrar

armıtlarını silkelerdim

.mına ğodumun döyüslerinin

adımı -nakıs-’a çıkartdılar

şeyimden aşşa gasımpaşa

de! onu decem,

halacazım köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı

alçaklarda eğleşmezdi[8]

deği yaddan yabandan,

köyden gelen dünürcülere bile

bi “-hoş geldin” bile demez,

yüz vermez, yüzlerine ğülmez

çay-gayfa eletmez,

hızmat etmez kimseye

“-yaşım da(ha) güçcük

benden böyükler duru(r) kana” deye geri çeviri(r) di

“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere

“-goca goca daş düşsün depenize” derdi

Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi

ona neyise[9]

“-gelen geden yokmu gayrııık” deyince

ebem “-olmamı ay gelin emme

bizim abıla kimseleri beğenmeyoru

ağzı yokarlarda

aşşadan yemeyoru” dediydi

o’da “-ben onun gadak gözel olsam

ya gadı derin, ya gaymakam

hemi de en gözeline varın”

dediydi

dünkü ğibi gözümün öğünde

o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım

hakgaten köyde onun üsdüne

gözel yoğudu

o ğünden sonura halam gözüme

bi başga göründü ne yalan söyleyen

gararım garar

ben halam gibi biriynen evlencen

uzun boylu

uzun sarı saşlı

canlı benizli

toplu

galem gaşlı

tay gibi

[1] cazı: cadı, becerikli

[2] uçu(n) : için

[3] yandırmak: yanlamasına atarak vurmak, yan tarafına vurmak olabilir

[4] bi-ta(ha) : bir daha

[5] üst-baş: giysi, elbise

[6] çatı: iskelet, kasdedilen omuz-boyun bölgesi

[7] çot-çöt: elsiz, ayaksız (çolak-topal) ya da eller formunu yitirmiş, hareket edemeyen

[8] eğleşmek/eğlenmek: oyalanmak, vakit geçirmek, beklemek, durmak

[9] o ne karışıyor, onu nerden ilgilendiriyon, kahyasımı anlamında

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 4.9.2010 13:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Çelikli