tenine doladım rüzgarları
toy bakışlarına değen kuşları
demirledim pencerenin pervazına
aydınlandı gök
yüreğimde bilemiştim
çek bulutu göğe
yum sesini
çıksın adımların
suskunluğumuzu aşsın yollar
hangimiz durur bu düzende eğik düzlemde
herkesi alt edebilen bir söylemin var
upuzun sunakların
hiç uzağa gidemeden
omzumda açtı gelincik tarlası
düş aklıma
ellerimde birikiyor
yüzünün hayali
birikip dökülüyor akdenize
ayaklanıyor önümdeki duvar
göğe vuruyorum kanatlı şarkımı
korkunun işleyişidir
aks ve taban
bir yapıntı yazarının kaleminden
dökülen sözcüklerin
kundağında birikir
gökdelenlerimiz yüksek
ırmaklarımız derindi
yağmuru da tutmuştuk
alaycı ve kararsız kollarla
elinle sildin
elin gözümdür o halde
elinle verdin
elin suyumdur o halde
tüf ve barut sesine asılı gölge
beni sor beni bulama
uzat göğü dökülen büyü
rüzgar almayan kendine evvel
bir yontu bir savruk
kolları kavuşabilen bir kibritin kavına
attım sesini
yükseği korkuyu
tutkuyu
tutuklu sanrıyı suyu susuzluğu
nesnelerin kasvetle yazgısı bu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!