Medeniyetin beşiğinde sarsıldı insanlık
Yıkıldı hayaller, yarım kaldı yarınlar
Koca şehirler sanki kimsesiz bir mezarlık
Yaşayan ölülere döndü, geride kalanlar
İnsanlık baba ocağında ana kucağında sıkıştı
Zübeyde göçüğün altında ölümle saklambaç oynarken
Çaresiz feryatlar sokaklarda birbirine karıştı
Ne yazık ki birileri hala üç maymunu oynarken
Gökten yağan kar, yüreklere kor gibi düştü
Yattıkları yeri yadırgayanlar, buldukları yere yattılar
Beşer son kez emeğini, hayalini, hayatını uykuyla bölüştü
Ve sarsılınca hatırladı insanlığını, insan olan insanlar
Sanki tanımadığımız insanların bedenleri üzerimizde
Bir yudum su, bir lokma olmak istiyor insan
Alamadıkları nefes, yutkunamadıklarının hazımsızlığı uhdemizle
Buna rağmen sağ çıkarılan ger canda yerinden diriliyor insan
Hazal taşıdığı adın manasını yaşamamak için direnirken
Yıkımın izleri kaldırımlardan taşıp yüreklere sızıyor
Ahmet Eren yarın okula gitmek için karanlıkta günleri karıştırırken
Cemile babasının cansız bedeniyle hayata tutunuyor
Kamil şubat soğuğunda gün ışığına susarken
Umuda ulaşmak için kazıyor isimsiz kahramanlar
Ademoğlu hala üşüyor kat kat beton yorganın altındayken
Be kuru etmedi insanlık pazarında onurlarını satanlar
İnsanlık sınavında kendi zaferine koşan kadim düşmanlar
Öldürmek için yarışırken artık hayat kurtarmanın savaşını veriyor
Başkasının acısında birleşti savaş çığırtkanlığı yapanlar
Zaman, kışın ortasında her zamankinden daha hızlı eriyor
Ayazın bağrını ısıtan yüreklerdeki közdü
Kendisine ağlamayanlar, tanımadıkları için dilhun oldular
Bir ışık yansın diye, binlerce ışık söndü
Son nefesini verdi düşerken binalar, kül oldu anılar
Kayıt Tarihi : 15.9.2023 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!