Bazen çökünce hüznü bu diyarı gurbetin,
Met Cezire kapılıp çekilip taşıyorum.
Ölümden daha ağır adı batsın hasretin;
Ayrılığı darbeli yaşadım yaşıyorum.
Bülbül gibi goncanın dikenli dalında ben,
Leyla’yı arar iken Mecnun’un halında ben.
Zifiri karanlıkta mehtabın kolunda ben;
Her gece yalnızlığın koynuna düşüyorum.
Akıl firar ediyor beden hayal göçünde,
Issız bir liman arar dünyanın bir ucunda.
Zaman zaman denizde dalgaların içinde;
Köpükten gemilerle meçhule koşuyorum.
Çomak mı soktum sanki ben Feleğin çarkına,
Dolup taşan bentlerin su sızmıyor arkına.
Heyhat hazanım gelmiş yeni vardım farkına;
Yaprak döktü dallarım üryanım üşüyorum.
Dostlar çıkarı için yanımda geziyormuş
Maskeli suret ile methiye diziyormuş.
Can diye bildiklerim kuyumu kazıyormuş;
Ben nasıl aldanmışım kendime şaşıyorum.
Ey Etem-i,gücenme ne kadara da safmışsın,
Hani insan tanırdın nasıl bir sarrafmışsın.
Hesap kasap örneği çok kötü esnafmışsın;
Düşünüp çıldırıyor senle uğraşıyorum.
19.03.2014.ANKARA
İbrahim Etem EkinciKayıt Tarihi : 21.3.2014 23:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!