Bir sesti oysa ki beni güldürecek,
Saracak kollarındı hayata döndürecek,
İçimdeki suskun ve küskün ateşi söndürecek,
Bir tebesümünün ardından gelen sarmalaman.
Ben yaklaşınca arsız kaçmaların vardı o gün!
Sevda büktü boynumu,
Yalnız kaldı yiğit dünya oyunu mu?
Salası okundu duydum kulaklarımla,
Öptüm mü? tabutunu dudaklarımla,
Gözlerim ağlamazdı çeşme şimdi,
Haydin kalkın sahura,
Oruç için karın doyura,
Hoş geldin ey RAMAZAN!
Günahtan Mevlam kayıra.
Eylül esintilerinin arasında kokun gelir burnuma, gece lambalarına karışan ay ışığıyla birlikte yüzünün aydınlığı düşer fikrime...
Sigaramı çekerim taa ciğerlerime kadar,gülüşün gelir gözlerimin önüne tebesüm ilişir dudaklarıma...
Gözlerin ah o kahve gözlerin inci tanesi gibi parlayan gözlerin...
Bilir misin ben seni hep özlerim...
Güzel,renkli renkli çicecekler serildi önüme,diyar diyar dolaştım çeşit çeşit çiçekler çıktı karşıma. Kokuları nefes kesiyordu. Kimisi konuşuyor kimisi şarkılar söylüyordu.
Bu güzelliklere birde rüzgar eklenince dünyanın tadı bu sanmıştım.
Taa ki kızıl saçlarınla,ay'ı kıskandıran yüzün ve çocukken oynadığım misketlerim gibi parlayan gözlerini görene dek!
Gözlerinin ardında ki alevlerden bir yumağım ben,
Yüreğinin yangınında korlanan közüm ben,
Seni senden alıp götüren anıların yıpranmamış resmiyim ben,
Seni sen yapan aşkın şairiyim ben...
Ey Vatanım ey Milletim Bugün Bayram
Bu günü bize eyledi Haram
Sızlamaz mı hiç Yaran
Dalga dalga dalgalanan Bayrağına göz diktiler
Türk benliğine kefen biçtiler
Gülüşlerinde şiir mısraları,
Bakışların da turan,
Saçları Anadolu,
Yüreği Asya,
Ey Ötüken Ey Tanrı dağlar,
Buhranlı ızdırapların pençesinde yüreğim,
Mermi gibi hızlı, lodos gibi sıcak,
Kurutu verir aniden dudaklarımı,
Boğazına toplanır toz,
toprak gibi cümleler.
Vatan şükür seccademiz diyerek,
Ölüme koştular korkusuz yürüyerek,
Ya Allah diye tekbirler getirerek,
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DEDİLER.
Bir yarım kuru ekmek belki hoşaf yarım tas,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!