Kuş gibi uçup giden, çocukluk anlarımı,
Muşlu Tepesi’nin zor yokuşunda aradım.
İçim içime sığmaz, coşkulu yanlarımı,
Karasu Çayı’nın gür akışında aradım.
Bitmiş eski sevdalar, vefa hani nerede?
Mutluluklar küflenmiş, siyah-beyaz karede,
Öz aşkı bulmak için, gezdim dağ, taş, derede;
Menekşe, sümbülün mor nakışında aradım.
İçim ağlayan nardı, dışım parmak üzümü,
Harallara sığmayan, gam-çileli özümü,
Düz Amik Ovası’nda, esmerleşen yüzümü;
Kıpkızıl güneşin kor yakışında aradım.
Yaşantımız turfanda, esamesi yok dünün,
Kabak tadı veriyor, karpuzu da şimdinin,
Şerbetçi Hasan ile Simitçi Hamidi’nin;
Sırrını, alnından ter döküşünde aradım.
Hayat ç/aldı doyumsuz, gencecik yıllarımı,
Gurbet kırdı boy veren, incecik dallarımı,
Dönecekken sılaya, kaybolan yollarımı;
Amanoslar’a sis-kar çöküşünde aradım.
Kırıkhan’a gelince, ciğerim oldu kebap,
Teker teker azalmış, göçmüş idi dost, ahbap,
Heyecanla karşılar, kucaklardı anam hep;
Mavi gözlerini gar çıkışında aradım.
Vasi Bey’e seslendim, bu şehrin piri sensin,
Işınla bedenimi, zaman geriye dönsün,
Lirik bir şiir oku, bari hasretim dinsin;
Maziyi efkâr efkâr bakışında aradım.
29.12.2018
Muhittin Alaca
Kayıt Tarihi : 29.12.2018 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!