Maziye Neler Gömdük Neler
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Baharda çam kokusu
Ardıç, ladin kokusu yaylalara
Göçerdik koyun kuzuda
Keçi oğlakta, köpek tazıda
Yük atta-eşekte, çerçi dükkânı
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Lale- nergis, papatya- gelincik
Arılarla dost, gezerdik, kanat kanat
Kazanda kaynar süt, köpük köpük
Ladin püründe kaymak, petek petek
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Temmuzun yakıp kavuran sıcağında
Ulu çınarların gölgesinde, cırcır ninnisinde
Yatırdı ineğimiz, öküzümüz koyun koyuna
Derede şırıltı, sıcağı kıskandıran serinliğinde
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Bögetler topuk derinliği, boy uzunluğu
Kurbağalarla çimişirdik, kardeş kardeş
Don, şort bilmez, anadan üryan
Birbirimize bakışıp gülüşürdük
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Akşam olur ayın şavkında
Aynı kapta yemeği ülüşürdük
Bir yorganın altına doluşurduk
Yıldızlar altında, gam yıldızdan uzak
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Güz gelince sincapla yarışırdık ağaçlarda
Dalların ucunda, altın sarı üzüm, kan kırmızı nar
Hevenkler inci tanesi, Halil İbrahim bereketi ambarda
Bal tadında, kan şıra tazeliği, çiçek kokusunda
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Antifrizler çıktı, yok oldu hevenkler
Yok oldu hevenklerin tadı, tavanların süsü
Küstü ağaçlar, yok oldu eski bereketi
Hastalıklar bürüdü bedenlerini, bedenlerimizi
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Fırınlar kurulurdu, şıra, çöktürme
Sofralar kurulurdu, periler hüneri, bereketi
Sohbetler masal havasında, efsane gücünde
Eski yeni karışır, yâd olur, bilinirdi eski yeni
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Kış karını yığar, yollar geçilmez
Yollar açılırdı, pınara, bayram havasında
Kuşlar uçuşurdu; aşağı aşağı
Avcı pirler düşerdi peşine
Şenlenirdi akşam sofralar
Hele o arabaşı
Hele o kaşık çıngırtıları
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Çolak Hasan, Keyvan Veli, Dede koca
Kin bilmezdi, gurur bilmez, gözü tok
Bölüşürlerdi, bir kuru ekmeği, acı soğanı
Dostlukları kardeşten ileri kara günlerde
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Ekin, düğün, kar kış kıyamet
El ele, gönül gönüle aşılırdı
Dostluklar perçinleşir
Eskiler yeniye karışırdı
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Kapandı kapılar, bilinmez oldu
Nineler, dedeler, gelinler torunlar
Bilinir oldu, sunucular, dizi oyuncuları
Dağda kalan, gurbete gidenden çok
Dizilerin sonucu merak edilir oldu
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Eski baharlar, yazlar, kışlar
Dost bakışlar, güler yüzler, tebessümler
Hal hatır edişler, yokluğu var edişler
Mazinin derinliğine gömüldü, birer birer
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
İbrahim Şahin 2
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 20.8.2007 20:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İbrahim Şahin 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/08/20/maziye-neler-gomduk-neler.jpg)
Dost bakışlar, güler yüzler, tebessümler
Hal hatır edişler, yokluğu var edişler
Mazinin derinliğine gömüldü, birer birer
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar----TARİHE TANIKLIK EDEN KALEMİNİ KUTLUYORUM ÖĞRETMNİM ELİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA
Aynı kapta yemeği ülüşürdük
Bir yorganın altına doluşurduk
Yıldızlar altında, gam yıldızdan uzak
Ah…! O eski yıllar
Özlem dolu eski yıllar
Mükemmel bir çalışma, anlam ve anlatımı harika, evet hocam maziye neler, neler gömdük, sanki dün gibi aklımızdan gitmiyor, kaleminize, sesinize sağlık İbrahim hocam, tam puanımla sizi can' ı gönülden kutluyorum. Selam ve Saygılar.- Berkay Kur.
TÜM YORUMLAR (15)