Sabahçıydı abim giyerdi mestten ayakkabıyı.
İçine ise kalınca yünden siyah çoraplarını.
Giyerdik mavi kısa erkek montunu sırtımıza.
Kullanırdık önlü arkalı defterleri ve tek çantayı.
Okul 2 sokak ötede,duvardan atlatsak düşerdi 1 sokak öteye.
Bense öğlenci,beklerdim kapıda koşarak gelen abimi.
Alel acele alırdım montu,mesti,çantayı,defteri ve kalemi...
Bir de abimin uyarılarını sakın benim tarafa yazma diye.
Atlardım duvardan girerdim sıraya nefes nefese
Sordu bir gün arkadaşım neden giyersin erkek kıyafetlerini?
Abimi pek severim,kokusu sindiğinden olsa gerek tercihim!
Resim defterine kış çizen abime karşılık yaz
çizerdim arkaya.
Karanlık çizimine karşı gündüzü içerdim yine arkaya.
Birkaç gün geçmeden arkadaşlar giydiler mestten ayakkabıyı abilerinin montlarını...
Gülümsettiler beni kaale aldılar sözlerimi.
Artık rahatlıkla giydim abimin kıyafetlerini..
Ortaokula vardım abim ise liseydi.
Farklı mahallerde okullar,uzaktı mesafeler...
Lazımdı bana üniforma,lakin alınamadı bir kumaş parçası...
Önlüğüm vardı ilkokuldan kalan giymeliydim yeterki mutlu olsun babam.
Bir gün gördü Ali amca,önlükle olmaz kızım
bizim kızın var üniforması.
Merdivenlerden çıkışım formaya bakışım bir başka hava verdi bana...
Okul çok uzaktı binemezdim araca sabah namazdan sonra çıkardım evden.
Kar yağardı metrelerce,açardı yolları babam ve abilerim...
Akşama kapanirdi açılan kardan patika yollar.
Çamurdan oyunlar oynardık alamazdik oyuncak...
Çubuktan bebek yapardık,odunlardan oyuncak.
Terzi,hekim,marangoz olurduk hep beraberce
Evler inşa ederdik kelpiçlerden...
Gece yarılarına kadar oynardık cümbür cemaat
tüm mahalle...
Herkesler uykularda yükselirdi sokaklardan kahkahalar..
Komşular beraberce açarlardı yufka ve erişteler
Tandirda pişerdi yöresel yemekler...
Tursular dizilirdi bidona,sarartılırdı lahanalar...
Mis kokularla inci kefaller ve sarı alabalıklar..
Kapışırdık çocuklarla beraber enfes çörekler...
Hüzün yaşayanı sarıp sarmalardık unuturdu hüznünü.
Mutluluk ise paylaşılırdı olurdu koskocaman.
Kapılar kitlenmezdi kilitle,ardına kadar açıktı beklerdi gelen gideni...
Müşkülü olana koşulurdu çözülürdü el birliğiyle
Kıt kanaat bulurduk çoğu şeyi,idare ederdik birbirimizi...
Yokluk derler bizim zamana!
Sevgi,güven,değer,saygı,sadakat,tasarruf,samimiyet,neşe,mutluluk....taşardi sokaklardan...
Şayet yokluk bunlarsa!
Şuan varlık yaşıyoruz galiba!
19.12.2024 Van/Edremit.
Saliha Öcal
Kayıt Tarihi : 19.12.2024 20:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!