Sırtımı., sarayın bir kale gibi yüksek duvarına dayayıp önce Marmara denizinin, Boğaziçi ve Haliç sularıyla kucaklaşmasını seyre daldım,
Sarayburnu’nun şiddetli akıntılarına duygularımı karıştırarak., ‘bu şehri böylesine çarpıcı bir güzelliğe kavuşturan, tepeden tırnağa giyindiği bu mavi giysi mi’ diye düşündüm...
Ve sonra Sirkeci garında noktalanacak., makaslarla birleşip-ayrılan yüzlerce ray hattına kapıldım...
Ray hatları ., bütün fay hatlarının üstünde., çelikten bir kelepçe gibi parlamak için güneşin üstlerine ışık olup düşmesini bile beklemeden,
bu şehri dünyanın görünmeyen merkezine yapıştırıyorlardı sanki...
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
İstanbul'un ahvali ,dün ve bugünler arasında gelgitler umud da var.Kutluyorum Sn:Çeştepe
Saygılarımla
İstanbul'u gezdim karış karış.. elimde şiir... yüreğimde hüzün bulutu...
mavi ve kırmızı... en çok aşka ve umuda yakışıyor... bu hüzün renginde ki şiir aşkın izinde giden yorgun bir gemi gibi...
geçip giden sadece zaman... anılarsa her daim taze.
harikydı..
tebriklerimle..
,
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta