Mavera Şiiri - Mefkûre Malhun Keskin

Bak!
Yine doğdu güneş,
Göz kırpıyor bana yine
Gözlerine bakacağım gibi bakıyorum,
Sana bakamıyorum ya, ona bakıyorum...
Gözlerim kamaşıyor bir anda,
Beraberinde bir damla yaş düşüyor gözlerimden
Ve yaşla birlikte sen düşüyorsun yüreğimden
Adsız,
Tanımsız,
Keşifsiz,
Bilinmez,
Uzak hallerden düşüveriyorsun içime, en derinime...

Neredesin şimdi?
'Ne yapıyorsun? ' diye geçiyor içimden.
Belki de bir deniz kenarında oturmuş,
Beni ve benli günleri hayal ediyorsundur hasretle...

Bekliyor musun sende beni?
Yanına her geleni, 'ben' sanıyor musun sende?
Bak!
Gözlerin daldı yine uzaklara...
Ve belirdi yüzünde güzel bir tebessüm.

Biliyorum, sende özlüyorsun beni,
Sen nasıl Kalû Belâ'da yazıldıysan alnıma,
Ben de nakış nakış işlenmişim senin alnına
Biliyorsun bunu,
Bildiğin için bekliyorsun sabırla...

Sen düşünce aklıma,
Tanımlayamadığım bir huzur geliyor gönül iklimime,
Hüznüm gidiyor biranda.

Seni düşünüyorum,
Ve sessiz duâlar düşüyor gönlümden...

Diyorum ki;
-"Rabbim onu hep iyi et! "
İsmini, cismini, halini, ahvâlini bilmesem de daha,
"Onu iyi et Allah'ım" diyorum.
Beni onun ömrüne nasip edene kadar,
"O hiç üzülmesin" diyorum.
Belki, hüzünlendiğinde başını yaslayacağı bir omuz,
Ya da gözyaşlarını silecek bir sıcak el yoktur yanında...
Bu yüzden, ben gelene kadar onun ömrüne;
"Üzülmesin o, hiç üzülmesin" diyorum...

Fakat, sen olmayınca yanımda..
İçim sığmıyor ne gündüze ne geceye...

Sonra,
Hayır, duâlarını hissediyorum
Ve hüznüm dönüşüyor hayırlara...
Beni bilmeden, tanımadan ettiğin dualar,
Nurlandırıyor kasvet çökmüş kalbimi..

Tarif edemiyorum seni,
Zaten sana dair zerre kadar bile bir şey bilmiyorum ki ben,
Neyi tarif edeyim?
Sadece seni beklediğimi,
Ve ömrüm boyunca sadece seni sevdiğimi biliyorum, o kadar...
Gerisi, öznesiz yüklemsiz bir cümle gibi adeta…
Tarifsiz, tanımsız...

Sonra İkimizi hayal ediyorum zarifçe…

Tutar mıydın ellerimi sıkı sıkıya?
Peki, ömürlük sever miydin beni?
Ya da ömürlük değil de, ahiretlik olur muydu sevdamız?
Cennette melekler, "Kimi istiyorsun yanına eş" deyince,
İsmim yine dökülür müydü dudaklarından?

Biliyor musun?
Ben hep senli bir 'Cennet' hayâl ettim...
İlk önce dünya cennetimizi,
Sonra sonsuz, gerçek olan cenneti...
Çünkü biliyorum, sen tutup ellerimi
Rahman'a ulaştıracaksın bizi
.....
İşte bunun için bile,
Adın düşmeden ömrüme, sevdim seni...
Özledim sessizce

Cümleler kurdum, şiirler yazdım öznesi 'sen' olan...
Haberin olmadan 'seni' yazdım işte...
Bir gün sana okuyabilme hayalimi ekledim satırlarıma...

Bak! Uzattım yine cümlelerimi. :)
Sayfalar doluverdi yine 'seninle'...
Seni yazarken kelimelerimde cimri olamıyorum ki ben..
Sana dair her şeyi yazdıkça yazasım geliyor...
Yazarak susturuyorum 'kalp ağrımı'

Dün gece anneme anlattım seni,
İçime düşen 'maviliği' dillendirdim bir bir...
Sordum ona da,
"Sende beklemiş miydin babamı bu denli? " diye..
Gülümsedi bana...
"Bilmem, baban beni hemen buluverdi" dedi..
Gülümsedim bende...
Ve düşündüm...
-Sen niye halâ bulamadın ki beni?
Oysa adım belli, adresim belli...

Bugün günlerden yine 'Pazar'
Odam sessiz, ömrüm sensiz...
Bunca sessizlikte, bende bekliyorum sessizce
Peki, sen bunca sessizlikte duya bilir misin?
Sana dair sukûtumu?

Derin bir kuyuda seni bekliyorum sanki,
Duy, anla, hisset beni..
Ve gel ömrüme!

Ben senin tarifini bulamadım.
Çık düşlerimden,
Düş ömrüme, anlat benliğini artık...
Dillensin yüreğin ve dillendirsin yüreğimi

Değsin gözlerin gözlerime,
Baktıkça sen bana, içim titresin varlığınla.

Hani, şu hızla akıp giden saatler var ya,
Sen gelince ömrüme dursun hepsi!
Seni getirsin bana ve alamasın bir daha...

Sana dair tertemiz hislerimi biriktirdim gönül sandığımda...
Ve içimdeki bu coşkumu mazur gör 'Yağmur Yüreklim'
Çünkü ıslandığım ilk yağmur 'sen' olacaksın!

Gönlümü, gözlerimi, ömrümü vereceğim sana,
Sende sadece sev beni..
Şimdi sana tüm kelimelerimi, cümlelerimi döksem de arka arkaya,
Yine de yeterince anlatamam seni...

En iyisi çık gel sen artık!
Gözlerine bakarken, dökeyim yüreğimi

Birde çay koyayım,
Karşılıklı içeriz değil mi?

Hadi doldurdum çayını bardağına,
Soğumadan gel emi?
Bekliyorum seni

(19 Mayıs 2013)