Feylesofum diye bilgiçlik satan.
Sen kendi sırrına ere bilemen.
Boş başaklar gibi başı dik tutan,
Göster desem aklın nere? bilemen.
Ne kadar acizsin desem; ne dersin?
Çiş yapamaz olsan; figan edersin.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Azeri lelçesi ayrı bir güzellik katmış. Tebrik ederim.
Şiiriniz o kadar hoşuma gittiki,inanın hayran kaldım ve sayfama geri dönüp benzer frekanstan bir şiirimi de ben size hediye olarak bırakmak zorunda kaldım.Sizi gönül dolusu kutluyor tam puan ve de saygılar sunuyorum.............HŞT
O Yine Eşek
Kervanın önüne geçiyor diye
Ulemadan sanma, o yine eşek..
Yamacın meylini ölçüyor diye
İcazet verseler, o yine eşek...
Eşeğin sırtına yüklense kitap
Sanmaki okur da düşer o bitap..
Sırtında görünce binlerce kitap
Hepsini yedirsen, o yine eşek...
Süslesen, giydirsen bembeyaz ipek
Yüklesen sırtına top ile tüfek..
Salsan dağlara yer, kurt ile köpek
Kırk yıl talim yapsa, o yine eşek...
Takılsa beline gümüşten kemer
Boncuklar bağlansa hep damar damar..
Vurulsa sırtına altından semer
Kıymet mi bilecek, o yine eşek...
Bir insan öldümü kalır eseri.
Göçen bir eşekse,ondan semeri..
Nallarıyla çizse bastığı yeri,
Eser mi yazacak, o yine eşek...
Konulsa önüne üzümlü hoşaf,
İçer de suyunu bakar hep saf, saf..
Bırakır deneyi, yemez el insaf
Ne anlar hoşaftan, o yine eşek...
Varsa yoksa onun meşhur inadı
Bilmeyen mi var ki, eşektir adı..
Dünyayı yüklesen, bitse takadı
Ağzıyla kuş tutsa, o yine eşek...
Antalya-2007
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta