On dört asır önceydi, kapkaranlık bir çöldü,
Yeryüzü yetim ve öksüz o Nebi'yi gördü.
Miski amber sardı, kainatın her yanı,
Yollara düşmüştü, masum garipler kervanı.
Ehli Beyt'in yolundan gidiyordu o kervan,
Ne zulümler yaşandı, yaşanıyordu her an,
Olsa da garipler için an, sonbahar hazanı,
Yollara düşmüştü, masum garipler kervanı...
Mukaddes bir dava için çıkmışlardı yola,
Hep acı ve ızdırap ile verdiler mola,
Aradılar, semalarda duyulan ezanı,
Yollara düşmüştük, masun garipler kervanı.
Son devrin vazifesinde kutsal emanet,
Garipler getirmişti bu güne, sağ selamet,
Gariplerin, hak yolunda, varlığın Rahman'ı
Yollara düşmüştü, masun garipler kervanı...
Gözyaşı ile yeşerdi serpilen tohumlar,
Artık zaman, o beklenen günleri yudumlar.
Bitiremezler gönüllerdeki hüsnü zanı,
Yollara düşmüştü, masum garipler kervanı...
Kayıt Tarihi : 30.1.2024 00:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!