Masada Kalmış Kırk Kırık Şiiri - Özlem Çay

Özlem Çay
251

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Masada Kalmış Kırk Kırık

üç kere tahtaya vurmuştum..
göz değip izi kalmasın da
az az nazara gelmesin dediğim;
bağ bozumu şenlikli yüreğimin sevdasını,
inan...

gün doğumlarına asıp kuruttum
ayın on dördü saydığım,
yüzünün ince;
o uçsuz bucaksız nehirlerini.
yastığının terini kuruttum
can balkonlarında..
sevişlerini uyuttum
göğün göğsünde,
göz ilişmesin diye..
kuru ekmek arası katık edip sığdırdım
nimet sayıp ömrüme...

aksayan adımların
içinden sırtına vuran yük olduğunu,
diz çökünce anlıyormuş insan..

gördüm..
bir akşam
yelkovanı yediye doğru kovalarken akrep,
yaşanmış yılları da aramızdan
saniye saniye yiyeceği
masa da;
yaşamdan vazgeçen yaprakların
hazin sesini duyarak gördüm..
çatalının ucunda asılıyken bir ĺokma yemeğin,
emanet bir tebessüm düşmüştü,
dudağının değdiği bardağın kenarından,
bende olmayan,
bana gülümsemeyen o ince kıvrımdan...

bir yalanın baş rolünden düşerken sen,
kan çanağı gözlere tesir etmeyen
acı tohumlu sahte sözler geziniyor
mezar soğuğu vuran yüzümün perdesinde..
gönlüm çözülüyor gözümün bağlarından..
bir yakarış kalıntısının
tortusu sızıyor masaya.
tuz basıp acı tadını seyreltiyorum
boğazımı yakarken
ardı sıra vuracak krampın
etkisini azaltsın diye..

çok sevmelerin,
güzel sevmenin yol ayrımında
ters yöne saptığı yolculuklar,
son sürat giderken olurdu zannımca..
usulca kanat çırparken,
nasıl düşerdi kelebek can ortasına?
ölüme gebe kalır mıydı
aşk büyüttüğü bedeni insanın?
gönül bağına mevsimsiz ekilince taze tohumlar, cansız, nefessiz doğumlar verirmiş bildim...

'sevmek yürek işidir' derlerdi ya hani,
bin delikli elek misali, kalbura dönen yüreklere
danışmış mıydı büyüklerimiz?
sanmam...
eskiler güzelmiş,
eski de her şey zarifçe dokunurmuş,
ele, güne, tene,
insan, insana...

öyle ya,
bacağı kırılan atları seyisleri vururdu,..
çok seveni, sevdikleri...
öğrendim....⚘
......özlem/
mayıs/altı

Özlem Çay
Kayıt Tarihi : 20.10.2024 01:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir