Sustu another life gazinosu
Sustu şarkılar
Paletimde renk sustu fırçamda şekil
Ve bu gece ilk defa
şimal körfezinde
Sustu paramos'un mazgallarından
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiiri edebiyat hocom rahmetli Cevher İhsan Miskioğlundan (şair)1964 te dinlemiştim müthiş yorumuyla tadı hep kaldı
bu gök bu deniz, bu yer
Birer birer kaybolmaya mahküm,
birer birer
Biz ki çoktan bu sapsarı hasret içinde
susuz
Biz ki çoktan beri kaybolmuşuz
Nasıl, ağlıyor musun marya
Sil gözlerini
sil yavrum
Bizim yokluğumuzdan ne çıkar
Aşkımız var ya...
Gençlik yıllarımızın şiiri, okurken duygulanmamak elde değil...Bedirhan Gökçe'nin sesinden dinlemekte ayrı bir keyif...Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun...
Seçici kurul üyelerine de; şaire sahip çıkan yüreklerinden dolayı teşekkürler, saygılarımla...
sanki okul yıllarımda okudum bu şiiri...Anabelli'yi anımsatan yanıyla hoş bir şiir bence...ve dedim ki,neden Marya da,Melahat değil mesela!..:)neyse,burası şairin bileceği iş tabii,karışmak olmaz....:)
ve yine yatılı okulun son sınıfında,sınıfça söylediğimiz Karagözlüm Efkarlanma Gül Gayrı şarkısının güfte yazarıydı şair...söyleyip söyleyip efkarlanmıştık biz de,ayrılacağımız için...tam 38 kızdık..ayrıldık ve dağıldık...neredeler bilmem!..sahi neredesiniz..özledim.....
şaire rahmetler dileyerek..saygı ile...
Yeniyetmeliğimin şiiri...İçim titredi okurken.
Seçici kurula teşekkürlerimle...
(1926 Karaman- 24.08.2014, İstanbul) Türk Edebiyatına adını altın harflerle yazdıran; dillere destan: 'Kışlada Bahar, Hancı, Marya ve 2000'e Doğru gibi şiirleri kaleme alan edebiyat duayeni, büyük şairi üç gün önce kaybettik.Kendisine rahmet; sevenlerine sabır dilerim.
Öğrencilik yıllarımda severek okuduğum ve ezberlediğim şiirlerin başında 'Marya' şiiri gelmektedir. Egzotik çağrışımlarla, az kullanılan kavramlarla süslenmiş güzel, gizemli bir aşk hikayesi. Pol ile Virjini'nin ölümsüz ama trajik aşk hikayesine de vurgu yapılmıştır. Şiirde sapsarı bir fon kullanılmıştır. Sarı rengi,üzüntüye, kedere,solmaya ve ayrılığa işaret etmektedir. Şiirde kullanılan 'malarya' kelimesi şairin çocukluk hayatında iz bırakan bir vakaya atıf yapılmıştır. Malarya, sıtma hastalığı anlamına gelmektedir. Şair, bir buçuk ay sıtma hastalığından dolayı yüksek ateşler içinde kalmıştır. Aşkı, esrarengiz bir edayla resmeden büyük şairi hayırla anar; Allah'tan rahmet dilerim.
İmgelerle dolu bir şiir Tebrikler Allah Rahmet etsin
Şairler göçer duyguları kalır Allah rahmet eylesin..
Kayan Yıldızlar Gibi
Parlayan bir yıldızdı gençliğim benim,Sevgiyle bakardım karanlığın derinliğinden,,ümitsizliğin boynu büküklerine,oFF off gençliğim yalnız bakanlarla aynı imişiz,, güneşin ışığı gölgelemiş yarınları kayıp gideceğin güne kadar..
Ne yapsam bilmiyorum bilemiyorum anlayamıyorum,,sevgin yüreğimde yapayanlız mahpus bir kuş gibi çırpınıp duruyor.
Muhtacım yardımına yarab neredesin bulamıyorum seni gölgelemiş felsefeler karanlık boşluğuna akıp gidene kadar
Ömrüm kalakaldı yalnızlığın elinde zamanım azalıyor,,düşündükce hayatımın değeri yok,, dürüstlüğüm değer kazanmıyor.yarınımda değişiklik olmayacak,yaralarım iyi olmayacak bir gün azrail boynumu vuracak meçhule kayıp gittiğim zaman
Göz kırparlar semalarda ayrı ayrı benim gibi yalnız gayrı
Emeğim ailem içindi bilinmedim yok layığım.Babam anam aldı diye baştacımdı arvadım,,yıllar geçti sevilemedim istemedi çocuklarım
sever bir gün ben olmadan yörüngeden akıp yok olduğum zaman..
Efkarlyım canım yanıyor bir ömür acı çektim,,İsyaaaaannn tek hakkımdı derelerden sular çekiliyor,,cehaletlik yaktı beni niceleri dertler çekiyor,,belki düzelir bir gün sönmeyecekler gülecekler,
ben kalemi kırılmış mahkum..söneceğim bahtsız yıldızlar gibi..
Harun Tokucu
Şairimizin kaybından duyduğum üzüntü sonsuzdur. Ailesinin,yakınlarının,dost ve sevenlerinin üzüntülerin paylaşır; merhuma Allah'tan rahmet,yerinin cennet olmasını ve ışıklar içinde 'sonsuz ' uykusunu uyumasını dilerim. Saygı ve sevgilerimle anısı önünde eğilirim.Unutamadığım şarkıları:'Kışlada Bahar' ve 'Hancı.' Dostlukla.Seçiçi kurula ve okuyuculara milyar milyar teşekkürlerimle.(MŞ).
Allah rahmet eylesin
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta