Ellerimin çizgilerine yasladım yüreğimi bugün
Bedenimin kınında esmer bir yalnızlık şarkısı
Şafağın suyunu içiyor şiirlerim, unutuldu dün
Ecelim olsan da sitem etmem, dilimde güz yankısı.
O bildik şarkıların ruhuyla gel, istasyonsuz şehrime
Düşür istersen kaldırımlara hiç yaşamamış gözlerini
Gerdanında isimsiz bir yurt olsun, beni bu şehirden ara
Sürgün haritalarında yitiğim, istersen yüreğinde tara.
Ahşaplarımdan hüzün sızar, tuz kokar şair yüreğim
Dağınık gecelerimde bir sana sevdalı, say ki deliyim
Nilüfer kokulu gözlerinden başka bir çiçek bilmem
Başımı koydum sevdana, hülyalı bir mevsimdeyim.
Her gece uykulardan önce uyanırım içsel yalnızlığımdan
Geceye şiirler döşerim, ruhsatımı yaşamaktan almışım ben
Yudum yudum bir sevdadır öğünüm, tok kalkarım şöleninden
Bir kibrit alevinde ısınır, titrek bedenimle sana gelirim yeniden.
Bırak Eylül düşsün mevsimlerin çiçek tozlarına, ay üşüsün
Yüreğinin köşkündeki şölenlere yeryüzünün açları üşüşsün
Bir sevda mektubu yazdım yine sana, rüyalarına gömülsün
Martılarla yolla selamını, mevsimleri geçerek bana süzülsün.
Kayıt Tarihi : 16.9.2007 14:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğimizin halkalı tutsaklığında düşlerimizin ertelenmiş mevsimlerini bekleriz, avucumuzdaki sevda kınasıyla. Ruhumuzun delik deşik çarşaflarında şiirlere sarılır, kendi saraylarımıza sultanlar ararız, aşkla…
tebrikler şairimize:)
SAYGILARIMLA
MÜZEYYEN BAŞKIR
TÜM YORUMLAR (11)