Martıların sesleri birbirine karışıyor,
Dalgalar sahille çılgınca sevişiyor,
Elinde köpek öldüren şarapla,
Hayatı görmezden gelen sarhoşlar.
Diğer tarafta!
Bir dilim ekmeğe muhtaç,
Çocuklar ağlar,
Ey hayat!
Devrim yaratan aşk kavramı,
Ya da belki bundan sonra,
Hiç bir anlamı yok!
Sevgiyi kutsal sayan,
Önünde eğilenler,
Denize döküyorlar
Birer birer.
Küflü sayfalara yazılmış,
Rafa atılan aşk masalları,
Dört duvar arasına asılmış,
Bir fotoğraf çerçevesinde donmuş aşkları...
Nerede?
Önünde eğilmeyi seven,
Kıblesini belirlemek isteyen tüm aşıklar,
O kadar umutsuzlar ki!
Sanki ruhlarını teslim etmeden ölmüşler gibi...
Vücutları buza dönüşmüş,
Kaybolan aşkları,
Suya çarpan taş gibi...
Bu günlerde,
Araştırır,
İçimizde kilitli tuttuğumuz aşk...
Beklemekteyiz,
Süleyman, kır zincirleri artık...
Gelmiyor.
Ne Süleyman var, ne de asası.
Belli ki gelmeyecek.
Ancak şu anda,
Saatin ibresi,
Ölümü gösteriyor...
Kayıt Tarihi : 2.12.2023 21:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!