16 Mart 2013 Cumartesi 18:01:11
Kendimi yenilemeye ve hayata tutunmaya çabalıyorum! . Yeniden doğarak; hatalarıma sahip çıkarak, hatalarımı düzeltmeye çalışıyorum! . Nefretimi paylaştığım her cümlem; beni deviren gerçeğimdir! . Bir daha devrilmeyeceğim ve nefreti değil, sevgiyi kaleme alacağım inşallah! . Sevgi ile bakacağım dünyaya ve sevgi ile sunacağım kalbimin yumuşaklığını! . Yufka bir kalbimiz var ve ANADOLU İÇİN, DÜNYA İÇİN, İNSANLIK İÇİN; yufka kalbimizin verimliliğini sevgilere odaklayacağız inşallah! . Ne kadar silah patlarsa, kat kat fazlasıyla sevgiye köleliğimizle, hizmet vereceğiz insanlığa! . Sevgi, diyoruz; çocuklarımızdan emanet aldığımız şu dünyamız, eğitim için emniyette bir yer olsun, diyerek! . {Yazan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 16 Mart 2013 Cumartesi 18:01:41}
..
17 Mart 2013 Pazar 07:59:58
Arif SAĞ Hocamız bilmiyor ve üzüyor beni! . Arif SAĞ Hocamızın türküleri, dert ve gam yükü sözlerden oluşuyor! . Ben; “AYRILIK HASRETLİK” adlı türküye: onlarca söz yazdım, kendimi motive edebilmek için! . Yani; çocuklarımızı acıdan zevk alan olarak değil, acılardan kurtuluşa eren insan olarak yetiştirebilmelidir! . Bir sevda türküsü; harekata geçirebilmeli paylaşımın daimiliğine! . Beni; Arif SAĞ Türküleri dışlasa, Arif SAĞ Hocamız da haklı: çünkü ben acıları bal eyleyemem! . Bana mutluluk gerek ve mutluluğuma vesile olacak türkü sözü kaleme almaya çabalarım! . İnsanı ve insan psikolojisini inceleyelim; kim, mezarını derin ve dar ister? . Benim mezarımı geniş kazın, benim cenazemi derine gömmeyin! . Ben bu düşüncedeyim! . Arif SAĞ Hocamız; istediğine ulaşır! . Bende; istediğime ulaşırım! . Ben; Arif SAĞ Hocamızın müsaadesi ile: ŞÜKRETMEK İSTİYORUM! . Arif SAĞ Hocamızın Öğretisi Paylaşımlarından Öğrendiğime Göre; “ŞÜKÜR EDERSEM; Kemal KABCIK doydu, diye, ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IMIZ: NASİP DAĞITIRKEN Kemal KABCIK’a değil, ŞÜKÜR ETMEYİP, AÇ İNSANLARA NASİP DAĞITIR! .” Gibi bir sonuca erişebilmek de mümkün! . Arif SAĞ Hocamıza göre; ben yanlış paylaşımları gerçekleştiriyorum! . Bana göre de, şu gerçekleştirdiğim paylaşımım bana göre hoş görünen! . Arif SAĞ Hocamıza da yer var toprakta, bana da yer var toprakta! . Ve hepimize yer var; ŞU ANADOLU İPEK TOPRAĞINDA! . {Yazan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 17 Mart 2013 Pazar 07:59:33}
..
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık,
Allah aşkına de biz hangi yalana inandık,
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık...
..
(Kadinlar Gününde) KADIN
Erkegin kralicesidir iyi kadin, iyi erkek icin.
Allah'a kul olmak gerektir; iyilesmek, güzellesmek icin.
-----------------
Not: 8 Mart, 'Dünya Kadinlar Günü'dür.
..
Yüce allah kıymet vermiş kadına
Cenneti eş tutmuş onun adına
Bu gün kutlu olsun bütün dünyaya
Sekiz mart kadınlar bayramı bu gün
Çoktan bitti artık kölelik devri
Şiddet dayak olmaz cahillik şimdi
..
8 Mart 1955 yılının karlı bir kış günü noktalanan bir aşk hikayesi... Belediye reisinin kızı Ayten' i, zengin bir aile ister oğullarına. Görücü giderler, ertesi gün bütün mahallede duyulur bu. Aynı sokakta oturan Sümerbank'ta memur olan İsmail Demirtürk, bunu duyar duymaz 'Ayten, benim gelinim olacaktı.' diye ağlar. Eşi Zeliha Hanım, onu teselli etmek ister, 'Vermezler ki bize bey.' der. 'Hem Erdal daha öğrenci, olacak iş değil bu, unut...'der. Erdal, Ankara' da askeri öğrenci olarak Veteriner Fakültesine yeni girmiştir, altı çocuklu ailenin tek umudu, en büyük çocuk.
O gün çalışırken birden dayanamaz, işten eve gelir İsmail Efendi; hanımına seslenir, 'Hadi..hadi hanım..Kız olanı, bin kişi ister, bir kişi alır...Mirat Efendilere gidiyoruz akşam, ben Ayten'i oğluma isteyeceğim....'
'Ama' der Zeliha Hanım, 'Ama oğlumun haberi bile yok, ya kızarsa... ya şehirde bir başkasına gönül verdiyse.'
'Olur mu öyle şey! ' diye kükrer İsmail Demirtürk, 'O nasıl söz! İster! '
Gece, Mirat Efendilerin kapısı çalınır, çekinilerek. Zeliha Hanım ne kadar çekiniyorsa da mahallenin büyüğü Mirat Amca'dan ve Sıdıkanımdan divanın kıyısına şöylece ilişir. Utana sıkıla geliş sebeplerini söylerler, içlerinden de kovarlar mı, kızarlar mı endişesi geçmektedir ama Mirat Efendi, kendine yakışanı yapar ve 'Bir düşünelim.' der. O gece Demirtürkler için bitmeyecek bir gecedir.
Öte yanda Mirat Efendi misafirler gidince Ayten'i, evin en küçük kızını, çağırır yanına. Güzelleşip serpildi diye ilkokuldan sonra okutmadığı Ayten'i. 'Bak kızım, seni mahalleden iki aile de istedi... Biri hala okuyor, diğeri zengin, hali vakti yerinde. Ne dersin? ' Ayten, zaten kaç gündür kafası karmakarışık olan Ayten, yüzü kızarık bir şekilde başını öne eğer, gözünün önüne pırıl pırıl üniformasıyla Erdal gelir. Geçende izinliyken annesine gitmişlerdi de kapıdan gelmiş, 'Hoş geldiniz.' demişti. O an, farklı duygular geçmişti içinden ve şimdi babası onu soruyordu ama çekiniyordu babasına cevap vermeye. Mirat Efendi tekrar sordu, Ayten başı önce, yüzü nar gibi kızarık 'Erdal' dedi. Mirat Efendi, onun öğrenci olduğunu, işlerinin zor olacağını biliyordu ama...'Peki' dedi. Ertesi gün, her iki aile de haber almaya geldi. Zeliha Hanım, aldığı 'Olur, gelin söz keselim.' sözünün şaşkınlığı ile eve nasıl gittiğini bilemedi. Şimdi ne olacaktı? Erdal'ın haberi bile yoktu. İsmail Bey, Erdal'a telgraf çekti, Ankara'dan apar topar geldi Erdal... Şaşkındı, ama mutluydu. Babası haklı çıkmıştı...oğlu da Ayten'i beğendiğini ama vermezler, diye hiç konu etmediğini söyledi. Söz kesildi. Tatilde nişan yapıldı. Dört yıl...O okul bitene kadar geçen dört yıl. Ne mektuplar yazıldı, ne ayrılıklar yaşandı, ne tartışmalar....neler neler...Küçük bir şehirdi Yozgat. Öksürsen duyulurdu. Nişanlılar...zor günler geçirdiler...Dört koca yıl..Biter mi denen dört yılda 'Evlenebilirsek...kızımızın adı Serap olsun, bu düş belki bir gün gerçek olur.' dediler ve karlı bir 8 Mart günü gelinliği karların içinde düğün resimlerini çektirdi Ayten ve Erdal'ı...Gittiler ilk tayin yerlerine genç teğmen ve eşi; dört yıl nişanlılığın bir bavul dolusu mektuplarını yakıp yok ettiler. sadece yüreklerinde kaldı yaşadıkları, vuslata ermişlerdi ya artık!
....................
..
Ampul sökülüp kırılacak,
Varsa bir hesap sorulacak.
Gereken işlem görülecek,
29 Mart da,Pazar gününde.
Bizler hakaretlere doyduk,
Azarlar işitip laflar duyduk.
..
18 Mart 2013 Pazartesi 05:15:44
“KREUTZER SONATI” Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Boyuna çocuklarla, onların sağlıkları, hastalıklarıyla üzülüp duruyordu! . / {Yazar: Lev TOLSTOY – Çeviren: Rasin TINAZ – ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR – Sayfa Arası:118 – Kitap Cümlesi Derleyen: Kemal KABCIK – ANTALYA - 18 Mart 2013 Pazartesi 05:18:23}
******
..
18 Mart 2013 Pazartesi 06:47:03
“KREUTZER SONATI” Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Bir şeye canı sıkıldığı zamanlar, çocuklardan biri hasta falan oldu mu, bunun karımın üzerinde öbür derdini unutturacak bir panzehir gibi etki yaptığını görüyordum! . / {Yazar: Lev TOLSTOY – Çeviren: Rasin TINAZ – ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR – Sayfa Arası:118 – Kitap Cümlesi Derleyen: Kemal KABCIK – ANTALYA - 18 Mart 2013 Pazartesi 06:49:24}
******
..
İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ - 12 MART 1921
Osmanlı Devleti'nin bir milli marşı yoktu. Fakat artık Anadolu'da milliyetçilik ilkesine dayanan yeni bir Türk devleti kurulmuştu. Bu sebeple Kurtuluş savaşımızın ruhunu ve milletimizin bağımsızlık isteğini dile getirecek bir marşın yazılması gerekiyordu.
Bu amaçla 1921 yılı başlarında bir yarışma açıldı. Yarışmaya 724 şiir katıldı. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver) marşı, ünlü şair Mehmet Akif Beyin (Ersoy) yazmasını istiyordu. Ancak şair Mehmet Akif Ersoy, yarışmada kazanana verilmek üzere konulan 500 liralık ödülü istemediğinden yazmak istemedi. Yarışmada hiç bir şiir milli duygularımızı ifade için yeterli bulunmadı.
..
Nice savaş verdi kana bulandı toprak
Sevgiye aç kalmadı yürek hep tok
Açınca gamzeler gülüşler çok
12 Mart dizeler sancak dalgalanır al bayrak
Dumanı tüter köhne uğraksızlarda
Devasız derdi sarmaz mı kahraman yurda
Serilir üzerine dökülen damla kanda
12 Mart donar kalem akıttığı sevgiyi kanda
Vatanı sulh cihanı sultan ebedi var olan
Kapıyı güvenle açan mehmet Akife gönlünü veren
Saygıya şahlan dilimdir yaşadıkça ömrünce öven
12 Mart sesimi kalemsiz çizendi istiklal marşını
Saygıya kalkıyor toprakta şehit
Ömrüme nağmedir yazılan beyit
Mehmet Akife söylerim yiğit
Toprağı inleten 12 Mart yazılan şiir
Zennehar Yılmaz
13.03.2012 16:15:40
..
"Açlık Ordusu Yürüyor! ." Nazım Hikmet RAN = 000.001 =
01 Mart 2013 Cuma 00:44:32
“CEMİLE” Adlı Romandan:
(Orhan KEMAL – VARLIK YAYINLARI/NİSAN 1958)
..
"Açlık Ordusu Yürüyor! ." Nazım Hikmet RAN = 000.002 =
01 Mart 2013 Cuma 00:59:59
“CEMİLE” Adlı Romandan:
(Orhan KEMAL – VARLIK YAYINLARI/NİSAN 1958)
..
12 Mart 2013 Salı 00:34:26
“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Genç bir adam için bir süre kapalı, durgun bir hayat yaşamak yeterdi. / Pek zorlu bir aşk olarak gösterir kendini. / Böylece, her şey birbirine uygundu. / Sonuçlanmıştı bu reçete ama, bu sefer tuttu. / Acaba doğal yol bu mudur, ne dersiniz? . Genç kız olgunlaşmıştır, evlendirmek gerekir. / Onların hayatta görüp geçirdikleri daha çok olduğu, bir anlık duygu gösterisinden etkilenmeyecekleri, / bütün insanlar arasında böyleydi bu! . / Bir şeyler bulmak gerektiği düşünülmüştü! . Bu nasıl bir şey olmalıydı? . / Kolaysa, bir anneye, ya da kızın kendisine gerçeği söylemeye kalkın bakalım! . / Ya siz, bu duyguları, bu heyecanları neden paylaşmıyorsunuz? . / Ayrıca, böyle işlerle uğraşmak bir ayrıcalık sayılmaz ki! . / Bunun korkunç bir şey olduğunu söylüyorsunuz! . / Bunlara harcanan insan emeğini, gücünü düşünemezsiniz! . / Hep üstün bir gülümseme vardır dudaklarında! . / Aşk, şehevi değil, ruhi bir duygu olmalı! . Aşk ruhi bir duyguysa, ruhi bir birleşmeyse, bu birleşme anlatımını sözlerde, konuşmalarda bulmalı! . / Yaşayışımızın bayağılıkları üstüne çıkacak bir konu bulmakta güçlük çekiyordum! . Söylenecek bir şey bulup da söyleyiverdik mi, konu tükeniyor, yeniden başka bir konu aramanın sessizliği içine düşüyorduk! . / Bizi bekleyen geleceğimiz, tasarılarımız, isteklerimiz üzerine her şeyi söylemiştim! . Başka ne vardı ki? . / Bizim konuşmamız gerekti! . / Düşünün, bütün bu ayrıntılar ne denli / anlam kazanıyor, iş böyle olunca! . {12 Mart 2013 Salı 01:24:21}
..
10 Mart 2013 Pazar 04:10:08
“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Düşüncelerini söylesin bize! . / Eskiden böylesine ince düşüncelerle uğraşılmazdı! . / Sesi öylesine inanç doluydu ki! . / Hiç merak etmeyin, sever sonunda! . / Aramızda heyecanlı bir konuşma başladı! . / İnsanların anlayamadıkları asıl sorun, aşksız bir evliliğin gerçek bir evlilik olamayacağı! . / Evliliğe kutsallık veren aşktır. Ancak böyle bir aşkla kutsallaşmış bir evlilik gerçek evlilik olabilir! . / Gülümseyerek, dikkatle dinliyordu! . / Evlilik, bir yakınlıkla, sevgiyle, duygularla tamamlanmalı; yani, ancak bu durumda kutsal bir şey sayılabilir; yoksa, anlayış, sevgi üzerine kurulmamış bir evlilik ahlaki bir bağ sayılmaz! . / Siz nasıl olması gerektiği noktasından yola çıkıyorsunuz! . Ben ise gerçeği, var olanı söylemek istiyorum! . / İnsanlar aşk denilen tutkuyu gerçekten duyarlar… hem de aylar, ya da yıllar boyu değil, ömür boyunca! . Doğru değil mi? . / Sigarasından hırsla bir nefes çekerek! . / Siz hep maddi aşktan söz ediyorsunuz! . Düşüncelerin birleştiği, ruh yakınlığının söz konusu olduğu aşkı dikkate almıyorsunuz! . / Evlilik kuruluşunu benimsemiş! . Bir çok insanlar da dürüst, mutlu bir evliliği sürdürüyorlar! . / Öylesine heyecanlanmıştı ki, hepimiz susmuş, onu dinliyorduk! . {10 Mart 2013 Pazar 04:42:38}
..
1.Mart günü
öğleden sonra
büyük bir coşkuyla binildi
o masmavi yolda
..
Bugün yirmi bir mart
başladı bahar,
Bugün özgürlük günü
alevleniyor dağlar.
Bugün yirmi bir mart
ısındı toprak,
..
bir sabah daha mart ayının acısına katlanarak uyandım
uyanmak elimde miydi bilemem ama uyanış olmasındı dileğim
bu sabah diğerlerinden farkı olmayan bir sabah
güneş olmuş yada olmamış, bulutlu, rüzgarlı.....
ama bu sabah ellerini tutamamamın acısı
gidişinin derdi,hançer gibi yediğim veda sözleri...
..
“mart baharın ilk ayı diye bilinir
sanırım artık bahar gelmek üzere
soğuk marttan ılık nisana gelinir
sanırım artık bahar gelmek üzere
ben soğuk mart ayını hiç sevmiyorum
evden işe işten eve gidiyorum
..
Su gibi kutsal
Birlik günü
On sekiz mart
On sekiz mart
Kutsal bir gündür
..