Mart Geldi Nihayet! Şiiri - Funda Kocaevli

Funda Kocaevli
224

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Mart Geldi Nihayet!

Kedilere gün doğarken, bizim iki ayaklı pisipisicikler de pek bir ortalıkta bu günlerde. Kimi zarar ziyan peşinde, kimi de bir parça ciğer.
Geride kalan şubat ayını hem bireysel hem de toplumsal anlamda pek de iyi geçirmedik değil mi? Baharın gelişine sevinirken, bir yandan da yurdum insanı içinde tanısı konulmamış ruh hastalarının el attıkları felaketleri izledik. Hangi konudan bahsettiğimi elbette anladınız, biliyorum.
Küçük kızımız Özgecan!
Hayallerinin, hayatının elinden alındığı yerde, bu ülkede hatta benzerlerinin hala yaşandığı ve yaşanacağı bu dünyada insana dair umutların yeniden yeşerebileceğini aklım kesmiyor dostlar.
Bunların bir yerlerde hala yaşanıyor olması, ne acı insanlık adına!
Beyefendi okurlarım alınmasınlar ama kedilerle aralarında bizlerden daha çok benzerlik var. (Özgecan olayını buna örnek göstermiş değilim. Sadece, insanlık ayıbımızı bir kez daha belirtmek istedim.)

Aslında baharın cinsiyeti yok elbette. Kadını, erkeği veya kedileri aynı ölçüde etkiliyor ama toplumsal yaptırımlar nedense hep bizleri (kadınları) hedefliyor. Sokakta ya da sosyal medyada yeterince gözlem yapabiliyorsanız, bana hak vereceksiniz.

Yeni filizlenen dallar, çiçekler, böcekler, her şey çok güzel. Kelebekler uçuşuyor havada, içimizde, falan filan da, ne aşk kelebeğe benziyor ne de insanoğlu. Hele hele de kadınlar, hiç!
Annelerinizin kelebek kadar ömre sahip olduğunu düşünsenize ya da sevdiğiniz herhangi bir kadının.
Kedilerden bahsetmemin nedeni bu aslında. Genel olarak baktığımda, anlık hevesler için kılıktan kılığa giren bir insan sürüsü görüyorum etrafta. İlişkilerini ucuza alıp satmak gayesini edinmiş bir insanlık haline gelmişiz de, ya haberimiz yok, ya da bu durumdan gayet memnunuz. “Al gülüm, ver gülüm” diyerek yaşayanlar da vardır elbette her iki taraftan da.
Kedilerden farklıyız biz. Onlar türlerini devam ettirebilmek için soyunuyorlar bu işlere, bizler ise hayatlarımızı mutlu geçirebilmek için. Aile kurmak illaki şart, üremek ise bunun gerekliliği ama biz kedi değiliz yahu!
Kadınların peşinden, kedinin fare avına çıktığı gibi koşmayın ya da ciğer için kapı önünde bekleştiği gibi pusuya yatmayın. “Av mıyız biz kardeşim?” diye avaz avaz bağırasım geliyor o zaman.
Şimdi bir kaçınız “Siz farklı mısınız sanki?” diyorsunuz. Çok az bile olsa, evet farklıyız sizlerden.
Kendi adıma rahatça söyleyebilirim ki; kedimi de, şeytanlarımı da terbiye etmeyi öğrendim. Ya sizler?

“Bu kadar da yüklenilmez ki canım!”
Daha yüksek sesle düşünün, duyamıyorum kedilerin miyavlamalarından.
Şeytanlarınızla nasıl bir anlaşma yapıyorsanız artık bilemiyorum, dur durak bilmeden çalışıyor zavallılar. Gerçi pek de şikâyetçi olduklarını sanmıyorum. Ruhunuzda tıka basa serserilik ve genlerinize işlenmiş poligami varken, sizleri ıslah etmek bir hayli zor olacak. Bir ara “düzeltmek için uğraşsam mı?” diye düşündüğüm zamanlarım olmuştu eskiden. Ama işte diyorum ya, eskiden!
Şimdi şeytanların sırtına birer şaplak yapıştırıp, “doğru kafesine!” diye emredesim var.

Sosyal medyanın bu kadar yaygın kullanıldığı bir zamanda pek çok cambazlıkla karşılaşıyorum. Sizler de bunlara illaki şahit oluyorsunuzdur. Birilerini etkileyebilmek adına oynanan pek çok oyun mevcut. Bu aralar insanların tiyatro izleme ihtiyaçlarını sosyal medya aracılığı ile giderdiklerini düşünmeye başladım. O nedenden dolayı salonlar yeterince dolu değil galiba.
Bunlara gerek yok!
Kendiniz olmak daha kolay. Kedilerle aramızdaki bir fark daha işte; kendiniz olmak! Onlar öyle yapıyorlar.
Tamam, sizlere çok yüklendim. Şimdi sopayı, kendi cinsime doğrultuyorum.
Evet, biz kadınlar bazen sizi oyun oynamaya zorluyor olabiliriz ama tercihimiz illaki doğal olmaktan yanadır genelde. Bazen de, bizler oynamaya başlıyoruz. O zaman da bilin ki, canımızı yakmışsınızdır. Şeytanları kıyaslarsak, “bizimkiler, sizinkileri döver” gibi bir sonuca rahatça varabiliriz. Kurnazlık konusunda, üstümüze kimseyi tanımıyorum.
Sizler, zeki kadınlardan bundan dolayı uzak durmuyor musunuz? Ama her zeki kadın kurnaz değildir ve kediler kuyruğuna basmadığınız sürece kimseye bir şey yapmaz, tıpkı kadınlar gibi.
Kurnazlıkla, akıllı olmayı pek paralel düşünmüyorum ben. Kurnazlık, istediğine kolay yoldan sahip olmak isteyenlerin tercih edeceği bir yol. Entrika, oyun, sahtelik ve şu an unutmuş olabileceğim birkaç şey daha var kurnazlığın içinde.
Doğal olmak, kendin olmak da bunların aksine o kadar kolay ki!
“İnsan olmak” dendiğinde ne anlıyorsanız, “kendin olmak” da bu işte.
Oyunlara, laf cambazlıklarına, yalanlara gerek yok. Hiçbiriniz, daha doğrusu hiçbirimiz insanüstü varlıklar değiliz. Hepimizin 2/3’ü su!
Mart ayı, bahara açılan kapının anahtarı olsun hepimiz için ve gelin bu baharda başlayarak önce kendimizi sonra da şeytanlarımızı terbiye edelim.
Kedilerin hepsi nankör değildir!

Funda Kocaevli

Funda Kocaevli
Kayıt Tarihi : 7.5.2018 20:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Mart 2015

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Funda Kocaevli