İstanbul yağıyor gözlerime
Dolu dolu, yıldırımlar düşüyor kirpiklerime
Sel basıyor odalarını gönlümün.
Acılar sızıyor geçmiş kapılarından.
Eski ama eskimeyen şehre,
Bulut bulut savruluyor dudaklarım.
Çıplak ve sarhoş ayaklar kaçışır
Dolunay gecesinde Adalar’a
Damarımdaki söz izlerinden.
Avuçlarda ak yeleli doru kısrak
Saçlarda toynak gölgeleri
Kırık yıldızlar toplarım heybeme.
Ruhum, sokak lambası
Acılar kraliçesi İstanbul’a.
Işığı gölgesinde hülyalı,
Samanyolu’na göz kırpan,
Adressiz bir semtte hiçliğe nöbetçi.
Kimliksiz yolcuyum Bostancı garında
Susların, pusların gıcırtılı sesinde,
Aynada yüz kırığı, sönmemiş izmarit gibi.
Rayların üzerinde sereserpe,
İki ucum sonsuzluk.
Bir eli hançer, diğeri sevda
Avucundaki çizgiler düş toplayıcısı.
İstiklal caddesiyim esaret kokusunda,
Kaldırımlar dökülmüş hasret rüzgarlarıma
Ensemdeki sis aşk soluklu, nikotin kokulu
Etekler savrulur arzu mazgalında.
Boğaz suları gibiyim, derinliği ecel
Yakamozu tutku, şavkı aşk.
Bir ezgi çalınır tek kişilik orkestrada.
“ Gözleri Marmara ”
Dinleyicisi yalnızlık, alkışı çaresizlik.
Hadi gel, saklan duygularıma
Saklı yasaklı İstanbul sokaklarımda.
Yağmur hıçkırığı ile bölünür kahkahalarım
Siren sesleri yırtar damarlarımı
Yolsuz bir yol uzanır uzaklara
Pencere kenarında ben, içimde sen
Masalın yanakları kızarır,
Yazılamayacak gelecek sızlar burunda.
Tendeki tek kum tanesi direnir
Gamzenin soluğunda, nargile marpucunda
/Avuçdan akıp giden zamana.
Zamanki bir avuç kum…/
Ya o da sele kapılırsa,
Palyaçonun yanağında.
Neş’e DİLDAR 20.05.2012.
Gönül Kadın DildarKayıt Tarihi : 20.5.2012 20:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaleminize sağlık sayın şair.
TÜM YORUMLAR (1)