MANZARA ŞİİRLERİ

MANZARA ŞİİRLERİ

Melahat Kırtekin

hayat mı bana ,ben mi hayata yakışmadım,bilmiyorum.aynı yöne bakmayı,birbirimizin zamanına sızmayı başaramadık.ben ona uzaktım o bana noksan.taşıp durdum onun boş görünen dolu bardağında.ona her yaklaştığımda azaldığımı farkettim.ondan her uzaklaştığımda ise mağlubiyetimi.güneşi güneşim olamadı.hiçbir vakit dünyanın aynı yüzünde karşılayamadık sabahı.o ay ile mehtabı meşk ederken,ben güneşin ışığı ile şarj ettim ruhumu.ben ay ışığına hüznümü defnederken o güneşin aydın yüzüne meftundu.ne aynı kaynağın suyu ile ıslandı dilimiz damağımız ne de aynı şifa ile derman buldu yaralarımız.ne o bana yaraşır bir hayattı ne de ben ona yaraşır bir yol arkadaşı.

yanılıyorum.ardarda belirsiz bir yanılma hali ile uğraşıyorum.tüm tahminlerim falso kaybediyorum
yaşama ilerlediğim yollara,inanma gücümü kaybetmek ile karşı karşıyayım.yalnızlıktan şikayet ediyorum.güneşsiz ve susuz bir fesleğenim.bir dokunuş hissetmeyegörsün dalım,yaprağım hemen soluyorum.bir mahkumiyet bir hastalık gibi yalnızlığım.

çabalıyorum inanın.sevmek ve sevilmek için.olmuyor.işte kadere olan inancım burada gösteriyor kendini.kader deyip avunuyorum.yaşamak için mecburum.bazı şeylerin üzerini örtüp sorgulamıyorum.evet korkağım.korkmaktan utanmıyorum. kalabalık çıktığım tüm yolculuklar bir yerden sonra hep yalnız devam etti.madem böyle dedim,tüm yolculuklarıma tekil devam ediyorum.varken yok saymak çok daha zordu.toprağında hükmeden çiçekler ne muhteşemdir değil mi?ama koparılmaya görsün sayılı gündür ihtişamı kurur,solar,dökülür.o manzaraya şahit olmaktansa kuru çiçekler biriktiriyorum artık.

..

Devamını Oku
Bilali

Güneşin doğuşuyla uyanıyorum.Hafif bir şekilde doğrularak,camdan dışarı bakıyorum yavaş yavaş.Sabah olmuş,havanın biraz serin olmasına aldırmadan hafif dalgalar arasında yürüyorum.Arada sırada dökülüyor şarkılar yarım yamalak dudaklarımda.Aniden bir yağmur bastırıyor sırılsıklam oluyorum ıssız bir adada..Derken alışık olduğum bir manzara çıkıyor karşıma, hiç ummadığım zamanda.Oturuyorum palmiyenin altında.Seyrediyorum gökkuşağını havada uçuşan kuşlar arasında.
Birden beni gözleyen birisine takılıyor gözüm,çevirsem başımı dönmüyor yüzüm.O bakış hiç de yabancı gelmiyor gülüm.Meğer sen imişsin rüyalarımı süsleyen bülbülüm.Gel,kucaklaşalım bitsin bu zulüm.Ayrılmayalım birbirimizden karagözlüm.Seviyorum seni Songül'üm..
..

Devamını Oku
Sadık Softa

Manzara değişmiyor, nereye bakarsan bak,
Gözlerimde her zaman, senin gölgen düşüyor.
Meydanlarda sen varsın, seninle dolar sokak,
Biranlık boş bulunsam, aynı vurgun vuruyor...
..

Devamını Oku
Neslihan Ayakta

Kayaların ortasında uzanan
Yaprakları tükenmiş bir ağaç...
Dönüp bakmış ardına
Yükseklikle manzara
Korkuyu sıralamış gövdesine.
Yaşayan, cansız bir manzara!
Ardinda ayakta,
..

Devamını Oku
İbrahim Yasar

MAYINLI TARLA
Alıştık bu internete, sanki mayınlı bir tarla,
Dokunduğumuz her sayfa kötü bir manzara,
İster sev, ister karala, istersen kendini parala,
Gelip dikiliyor karşına, çok kötü bir manzara.

Kaçsan kaçılmıyor, sülük gibi yapışıyor insana,
..

Devamını Oku
Kemal Tahir Özcan

Her yer balçık deryası, vurmuş azgın dalgalar,
Akbabalar toplanmış, cesetleri gagalar,
Bir tufana dönüşen, manzara dehşet verir,
Yeniden vurmak için, bekliyor kasırgalar.
..

Devamını Oku
Dursun Tiftik

Köpeği köpek gezdirir
Manzara yürek ezdirir
İte saygılıyım ama
İtleşmiş candan bezdirir...
..

Devamını Oku
Turan Şakalar

Bahara hasret gönlüme, geçti ruhumdan kelepçe
Görünmeyen bir manzara, tanınmayan bir ülkeyim
Ruhum kocaman bir kazan, gönlüm küçücük bir kepçe
Karıştırıp ince ince,meçhul meçhul gülmekteyim…
..

Devamını Oku
Yılmaz Aybar

Sevda bir züccaciye dükkânını andırır,
Kimileri fil gibi dalarlar o dükkâna,
Göz-gönül okşayıcı ne varsa hep kırılır
Dökülür ortalığa perişan bir manzara.
..

Devamını Oku
Hatice Ak

Nilüferleri okşayan rüzgar
Söğüt dallarında şarkılar
Kimin eseri bu güzel hayat
Yıldızlar uçuşur mutluluktan
“Ay” en çok hangi mevsimde parlar

Su yürür, bütün canlılar uykuya
..

Devamını Oku
Osman Koçar

Efsûnlu gecenin sabahına uyandırsın beni ellerin
Duman duman efkarı dağıtsın yelpazesi kelebeklerin
Benlik içimde bir cûz olsun bana
Dağılsın ufkumdaki kapkaralık manzara
..

Devamını Oku
Vehbiye Yersel


 Doğup büyüdüğüm şehir,kalenin eteğine petek gibi yerleşmiş,taş binalardan,konaklardan,saray kadar 4,5 sokak kapısı olan değişik yapıda evlerden Mezopotamya ovasına nazır kurulmuştur.Evlerine içine girip de,yakından inceliyecek olursanız hayretler içinde kalırsınız.Taşlara ne kadar emek verildiğini,.oya gibi işlenmiş evlerin pencere,kapı,yüklük, dolap çevreleri üzüm,çiçek,yaprak ve hatırlayamadığım birçok resimleri taş üzerinde oyulmuş,bir sanat eseri ortaya çıkmıştır.Mardin gündüz taş yığını,kayalık gibi,yeşillikten yoksun harabeye benzer,ama evler geceleyin ışıl ışıll bir gerdanlık gibi kalenin eteğini süsler.Maardin için'gündüz mezarlık,gece gerdanlık' derler.Bir söz daha var bizim bu şirin şehrimizle ilgili,'Gelen ağlar,giden ağlar.'Gercekten Mardin`e ilk defa gelenler,mahrumiyet bölgesi diye istemiyerek gelirler,ama bir müddet sonra istemiyerek ayrılırlar. Hatta bekar gelenler evlenmiş olarak dönerler.Mardin kızlarının çogu renkli gözlü,beyaz tenli,ince yapılıdır.İş yeri, atölye,fabrika olmadığı için okumak zorunda kalınıyor.oradaki gençlerin çoğu lise mezunu veya üniversite mezunudur. 
 Ana cadde ile yeni yolu birbirine bağlayan ara yollar sokaklar cesitlilik arzeder,ana sokaklar biraz daha genis,iki-üçc metre genişliğinde ara sokaklar ise daracık,bir kısmı merdiven gibi basamaklı,dönemeçli,Durumlarına göre halk tarafından adlandırılmış bu sokaklar.Dar sokak,çaputlu sokak.abbaralı sokak.Mardin merkezinde 5 -6 metre uzunluğunda abbaralar vardır. 
 Ulaşım sorunu hem var hem yok denilebilir..Bir kere hasta olsan da,sağlam olsan da,tabana kuvvet diyerek istediğin yere gitmek için yürümek zorundasın.Yürüyemeyecek kadar ağır hastaysanız, doktora gitmek için hamalın sırtında veya hayvan üzerine bindirilerek gidersiniz.Yapacak başka çareniz yok çünkü.Arabalar yalnız ana caddede çalışır.. 
 Daha sonraları yeni yol adı altında şehir mezarlığının kuzeyinde Mardin’in bütün güneyini kaplayan bir yol aşıldı.Bu yolun kenarında evi olanlar için iyi oldu.Ara sokaklardaki evlerde oturanlar için değişen bir şey olmadı.evlerimize kadar odun,kömür.toptan alınan zahire ve salçalık domates.toptan alınan herşey,sırtta veya hamal üzerinde taşınırdı. 
 Mardin şehrinin süt ve sut ürünleri o zaman katıksızdı.esi yoktu.meyvelerimiz.sebzelerimiz bol.her istediğimizin en güzelini alıyorduk.ama ulaşım ve yüksek okul sorunu vardı,bu sorunlar bizi doğup büyüdüğümüz şehirden buralara göç etmeğe sebep oldu.. 
 Canınız sıkıldığı zaman gidecek bir park yoktu.o zamanlar.Mesire haftasında umumiyetle kale arkasına gidilirdi.Kale arkasına gitmek için kestirme yollar vardı.oraya da yürüyerek giderdik.ama konuşa konuşa yürüyüş bizi hiç yormuyordu.spor oluyordu. 
 O günleri inanın arıyorum,her şeye rağmen daha huzurluydum.Komşuluk vardı,samimiyet vardı.Şehirde herkes birbirini tanıyordu.Büyük şehirlerde kendimizi kaybettik desem yalan olmaz.Kim olduğumuz,kimsenin umurunda değil.benim Mardin hakkında bir Mardin’li olarak.yazacağım çok güzel konular var aslında,tatilinin bir bölümünü Mardin’de geçiren bir arkadaşımın kaleminden dökülen güzel anlatımı hep birlikte okuyalım. ……31/08/2008 
 puzzle9-Bu sene tatilimin bir bölümünü şimdiye kadar gitmeye fırsat bulamadığım canım Türkiye'min doğu bölgelerini gezmekle geçirdim. Mardin'de bir gece kaldım. Tavsiye üzerine iki otele gittik. Çarşı içinde asırlık binaları turistik otele çevirmişler. Kalabalık ve kargaşa bize cazip gelmedi. Sonunda Büyük Mardin Otel'de kaldık. Ve hayatımın unutulmaz bir gecesi başladı. Otelin park yerinde beklerken bir ezan sesi duyduk. Ezan ama ezan gibi değil. Sonradan anladık ki sela veriliyormuş ve yatsı namazından sonra defnedilecekmiş. Bu arada park yerine son model arabalar geliyor ve içinden çok şık hanımlar ve beyler iniyordu. Otelde o gece düğün varmış. Otelin 5.inci katındaki suit odalardan birine yerleştik ve aşağıya yemeğe indik. Otel müdürüne roof'ta yemek yiyip yiyemeyeceğimizi sorduk. 350 kişilik bir düğün telaşında olduklarını roof'ta garsonlar tarafından unutulabileceğimizi söyleyince, bizde düğünün yapıldı geniş terasın alt tarafındaki büyük terasa oturduk. Şehir halkından insanlar olduğu kadar, yabancı ve bizim gibi yerel turistler, ayrıca filmciler vardı. O eşsiz manzara karşısında Süryani şarabı içerek harika bir gece geçirdik. Düğünden gelen müziği unutmama imkan yok. Türküler bile bir başkaydı. O tarafın türküleri sayesinde biraz türkü sever oldum. 'Mardin kapı şen olur, kızları güzel olur.' Birden havai fişekler atılmaya başladı. İlk defa bu kadar yakından gördüm ışıl ışıl ve rengarenk yağmur gibi üzerimize yağan renk cümbüşünü. Mardin'in resimlerini çok görmüştüm. Ama yakından görmek, o manzara karşısında saatlerce oturmak bir rüya gibiydi. Yemekten sonra içkilerimizi alarak roof'a çıktık. Bir taraf ışıl ışıl mardin, bir taraf uçsuz bucaksız karanlık ve karanlığın içinde ışıl ışıl bir kaç kilisesi ile Mezapotamya, çok ilerlerde Habur kapısı, ışıkları hayal meyal görünen Suriye... Yemek yerken bir üst kattaki düğüne şimdi kuş bakışı bakıyorduk. 'Şemmamme' ya da buna benzer isimli bir oyunu izledik. Şemmamme düğünü yapılan bir kızın ismiymiş. Oyun ve şarkı bu kız için yapılmış. Bizde tek başımıza koskoca tarasta danslar ederek resimler çekerek, takı merasimini izleyerek, tarası neredeyse dört dönerek Mardin'i içimize sindirerek harika bir gece geçirdik. Ne zaman yattık, ne zaman uyuduk hatırlamıyorum. Sık sık uyanıp Mardin'e baktık otantik süslerle bezenmiş odamızın pencerelerinden. Sabah uyandığımızda Mardin'e ait değişik yiyeceklerin bulunduğu muhteşem bir kahvaltıyla karşılaştık. Mardin spor ile maç yapmaya gelmiş Urfa spor'un oyuncuları ile sohbet ederek sütümüzü, kahvemizi, meyve sularımızı içtik. Nefis böreklerden yedik. Otelden gece içtiğimiz enfes şaraplardan satın aldık hediye vermek için. Otelden ayrılmadan önce tekrar roof'a çıktık, gece gördüğümüğüz manzaraya tekrar bakmak üzere. Boşuna dememişler; 'Mardin gece gerdanlık, gündüz mezarlık gibidir' diye... Mardin daha başka güzel gündüzleri. Ama gece ışıklar olduğu altında gibi değil. Mezapotamya'ya baktık bir kere daha. Ezan sesleri kilise çanlarına karıştı. Pazar günü olmasına rağmen açık kuyumcu aradık ve bulduk telkari işlenmiş gümüşler almak için. Bir gün önce Midyat'tan almamıza rağmen gümüş üzerindeki o işçilik bizi cezbetmişti. Mardin benim için unutulmaz anılardan biri oldu. Belki de çocuklarımla beraber olduğum içindir, 0nların gülen gözleri beni mutlu ettiği içindir kimbilir..'puzzle9 ' 
 
 -Canım arkadaşım,benim doğup büyüdüğüm,hayatıımın en güzel gençlik yıllarını,dile kolay,tam 25 yıl ilkokul,ve orta okula çeşitli derslere giderek,yetişkinler eğitimi çalışmalarım,ve bu arada kendi öz çocuklarımı yetiştirmek,o zor şartlarda kolay olmazsa gerek.Şimdi tam oturulacak bir ortam var,ama aile fertleri,her birimiz bir tarafa dağıldık.toplanmamıza imkan kalmadı.Mardin Hakkında yazdığın güzel yorumun için teşekkür ederimSevgilerimle.sana Mardin türkülerinden bir demet yolluyorum. 
 .VEHBİYE YERSEL

 Sayın hocam,Türküler için sanaçok teşekkür ederim.Bu yazımı da Yola çıktım Mardin”e türküsü ile yazıyorum-sevdan başım belası…bana gurbet gezdirdi,kırk bin başlık parası.”Dün sizin yazınız görmeden önce markette iki öğrenci ile karşılaştım.Biri Mardinliydi,diğeri Mersinli.Çocuklarla şehirleri üzerine.Beni yine çekiyor mu oralar ne… Dediğiniz gibi bazı yaşanmışlıklar sadece anı olarak kalıyor. 12.03.2009 
 Vehbiye Yersel
..

Devamını Oku
Saniye Bozlu

Özgürlük benim için vazgeçilmezdi hep.Ama artık nedense tat vermiyor.Kuşlar gibi hür olduğumu hissettiğim anlarda bile...
İlk kez uçağa bindiğimde, nefesim kesildi..O kadar güzeldi ki manzara..İşte dedim, işte özgürlük bu..Ama aslında değildik.. bir kafesin içinde (uçağın) , tanrının yarattığı güzelliklere imreniyorduk sadece..tıpkı hayat gibi...
İçinde hapsolduğumuz bedende, Allah'ın nimetlerinden haz alırken hissettiğimiz gibi..neden dedim, neden? Neden nankörüz biz insanoğlu bu kadar..Düşünebildiğimiz için, farkındalıklar yüzünden..O zaman, asıl istediğimin sakin ve dingin bir hayat olduğuna karar verdim..Sadece huzur...
..

Devamını Oku
Ramazan Çetin

Kahveler dolup taşar,kütüphâneler öksüz,
Nesiller yetişmekte,bilgi yönüyle köksüz,
Okur yazarız lâkin; fikir az, düşünce kıt,
Manzara değişmezse,biz bu vatana yüküz! ..
..

Devamını Oku
Necla Argüz

Saat 17.30 sıraları,şimdi kimseler yok görünürde.Hava kararmak üzere,bensedağların.mandalin bahçelerinin arasında,tepedeki evimde terastayım.öyle hızlı yağmur yağıyorkibir yandan çayımı yudumlayıp bir yandan yağmuru seyrediyorum toprakta çıkardığı kokuyu içeme çekerek.
Gerçek yanlızlık bu diyorum kendime.Yağmur hızını arttırdı,havanın rengi griye döndü,bulutlar birleştigökyüzünde,ve hafiften bir rüzgar başladı.
Hava biraz soğuyor ama ben üşümeye başlasamda bu güzel olayı yaşamak için,burda kalıpsanki içindeymişcesineyağmur damlalarını bile izliyorum.Şimşekler çakmaya başladı ve karşı dağların üzeri,güneşin battığı yerdeki bulutlar kızardı.Manzara öyle güzelki dağlardan şimdide toz bulutu
kalkıyorve yağmur doluya döndü.Verandadaki çatıya çarpan dolu tanelerinin sesi nerdeyse kulaklarımı yırtıyor bense bu olayı yazmak istiyorum.Dolu taneleri ve rüzgar öyle hızlıki benide ıslatıyor şu anda çok müthiş bir doa olayı yaşıyorum.Bir resim çizmek ister ressam bu öyle bir hiski ben o resmi çizmiyor ama ordayım herşeyin ortasında resmin içinde,duyan gören.İçindeyim resmin
ve şanslıyım
..

Devamını Oku
Meryem Asliguzel

Bir manzara görüyorum
Mükemmel göz alıcı
Eksik olan tek yanı
Luzumsuz bir şahsın olması
..

Devamını Oku
Mehmet Şahin 4

dünyaya doğsa nice güneşler ışısa
senden daha parlak bir yıldız mı var?
hayatımın bütün geceleri mehtap olsa
yüzünden daha güzel manzara mı var?
..

Devamını Oku
Taner Tuğrul Teke

İçimizde yıkılmayan gururdan bir dağ,
Ne sen bana gelebildin, ne de ben sana..
İster fırtına ol, istersen yağmur ol yağ,
Acılar gölgesinde, hep aynı manzara..
..

Devamını Oku
Cumhur Turan

hani ne desem
zinhar / çıksa ağzımdan bir harfi cihan
aşardı sesleri arşı alayı
böğürtü kuşanırdı cümle alemi
zamanın yeli değdiğinde bugüne
bakıyorum en dikkatli nazarımla manzara- i umumiye
şaşkın / mefluç oluyor içimdeki cismi cihan
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Uzunca bir deniz kıyısında plajın yıkanmış kumunda
Güneşin gülüp insanları güldürdüğü sıcak bir gün
Arkasına bakmıyordu garip, çünkü yoktu kimse umurunda
İçinden geldiği gibi hayallarini yazdı çizdi üzgün üzgün



..

Devamını Oku