Bilinç bütüne göre; parça kadar olmakla eksik noksan olup gerilimledir. Durumladır (potansiyeldir). Gerilim, eylem kadarla potansiyel ve akış ile birleşme ya da ayrılmadır. Çekmedir, itmedir. Olumlu olumsuzdur. Ya da olum lama veya olumsuz lamadır.
Her bilinci gösteren, her bilinci belirleyen eylem; her eylemi geri imler. Hem her eylemi gerip eylemli kılar. Bu zıt yön veya tersinmedir. İki de birliktir. Birlikte çokluğuyla olmayan bilinç; bilinciyle olmayan eylem veya polarmalı (kutuplu) olmakla gerilmeli bir en az ikilemliği olmayan hemen hemen yoktur.
Oluşmanın koşutunda, o oluşmayı tamamlayan; o oluşmayı tamamlayacak olan; tersyönü ile kontrol eden tamamlayacak olana göre bir istek bir bilinç, bir tümleyim ve bir tümle nişle vardır. Tümle nişler hep sanal bilinçtir. Bilinç eylemiyle; eylemi de bilinçle, tümledir.
Kopuş, eksiklikti. Denge bozulmasından dengeye giden, dengede tersi durumla dengesizliğe giden olay bilinç olur. Bilinç bu durumda eksik yanın ikamesi oluşla karşımıza çıkar. Eylemin bir şeyler üzerinde kendi üzerine kendi etkisi vardır. Bir de şeylerin dışındaki çevre üzerinde etkisi vardır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta