Gündüz mü gece mi geçen zamanlar,
Öyle bir devir ki; farkedemedim.
Göklere yükseldi ahlar, amanlar,
El duymazdan geldi, ben edemedim.
Sanki boynuma borç aç üşüyenler,
Sokak içlerinde neler görürüm.
Saraya saklandı "kardeş" diyenler,
Neden onlar yaşar, hep ben ölürüm?
Her yerde kargaşa, mantığa düğüm,
Güzellik ararım İslâm'a çıkan.
Müslümanlık değil benim gördüğüm,
Kimin çözümüdür Doğu'yu yıkan?
Gaflet ve hıyanet zulmüne battık,
Adam kayırmalar rüşveti aştı.
Yanlışla doğruyu iç içe kattık;
Bu nasıl bir maya? Kabından taştı!
Yalanlar, yanlışlar dil pelesengi,
Bin türlü entrika gönül yakıyor.
Bu mu Muhammedî İslâm'ın dengi?
Kardeş, kardeşine küskün bakıyor.
Dostluk tükenirse düşmanlık başlar,
Anla, bu seçimin yamacındayız!
Devlete atılan alevli taşlar,
Biz hangi hainin avucundayız?
Mesele çeşitli, ve de çok girift,
Nereye dokunsam hep ahü figan.
Böyle bir düzeni kaldırmaz bu lift,
Türk'ün sesi sustu, başladı çigan...
04.01.2015
Fatih-İST.
Kayıt Tarihi : 5.1.2015 12:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gün böyle sesleniyor, bizler duymazlıktan gelemeyiz...E.Ö.
Kaleminize sağlık sayın Enver Özçağlayan...
TÜM YORUMLAR (1)