tutarsın bakışınla canlı cansız alemi
boğarsın çirkin bir yürekte bereketli kalemi
beşer nurdan ayrılır, ateşten yana olur
toprak şerden doğrulur, hava küfre boğar alemi
bir hece
zikredilsin diyorsun
bir hülya fikredilsin...
bana uzan ve al kalbimin taşlarını
içimin çürüyen dallarını al mesela
ve küfrü yak içimde, cehennemi yak
yoksun veya uzaktadır gözlerin
gövdemin altında toprak birikiyor bu nedenle
saçların sarkıyor bir yerlerden
deniz zemine sürtüyor kendini
sürünerek yaklaşıyor gözlerime
karanlığın istilasıyla korkup kaçan güneş...
güneştir insanı kendinden soğutan!
ateşten su emerken akıl,
kuş,kanadını bırakıp yürüyerek kaçar kafesten.
yılanın kalkan başını bir ağrı tutar
gözlerimin içine yıkılır ahiret yurdu
zemberek bir sevgi sürtmesi kalbime...
uzuyorsun bir gölge boyunca
susmayı öğütlüyorken bi derviş
Kimsesizleşiyorsun masken soyulunca
bir yaprak düşüyor kendi gölgesine,
kesilmiş bir uzuv gibi sanki...
her şey şimdi yerli yerinde.
ikimiz arasında sevilen birçocuk
ki; Yusuf'un kuyusu durur,
dudaklarından öpecek olsam seni;
cennet yanaklarına kaçar,
tutturamam bir türlü yerini.
Kendimi Vuruyorum Anlamıyorlar
bir mevsim kovulmuştur işte
bir gün genişçe
nefesimin ruhumdan koptuğu,
taşa vurduğu anda aşkın
korktum diyorum insanlara
yer bütün toprağını mezarlara yığar.
bir örümcek, ağlarıyla duvarları birleştirip
kendine yeni bir dünya kurar.
peki ya sen?
sen anarahminde asılı,
aşığının yüreği olur mahşerde zemin.
et tutarken toprağın,yırtılır kefen
bir rüzgar yaklaşır bize kendinden emin
Rahman'a götürür bizi Rahman'dan esen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!