Bana yazma imkanı veren Rabbim’e bu alemin hudutsuzluğunca şükürler olsun... Peygamber efendimize salat ve selam olsun. Onun varisi, Allah dostlarına hayırlı dualarımız olsun...
Bir takım sözde aydınlarımız müslümanları ilimde, fende, bilimde geri bırakmak için çalışıyorlar. Müslümanlara yönelik çeşitli iğrenç iftiralar atıyor, bir yandan da propagandalar yapılarak toplumun manevi duygularını zedeleme peşindeler.
Birde din adamı kisvesi altında islamiyeti içten yıkmaya çalışan sözde din alimleri türemiş... Öyle ki iman, itikat ve ehli sünnet metotlarına suikast yaparak toplumun imanını zaafa uğratma ve insanlığın saadetini felakete çevirmeye uğraşıyorlar.. Bunlara parayla kalemlerini satan köşe yazarları ve üç beş tuzu kuru sözde aydınları eklersek bu tehlikeli zümrenin cahil ve genç beyinleri sinsice zehirlemeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. İşte müslümanların üzerinde dolaşan kara bulutları farkeden yüreklerin kalbi sızlıyor ve bu genç nesli sinsi ve alçakça kurulan senaryolara karşı uyandırmak gerekiyor...
İslamiyet demokrasinin hakim olduğu bir yaşam tarzıdır. Eğer neden islamiyet demokrasisi ya da islamda demokrasi var mı derseniz, bende derim ki gayri müslimlerin bile zorla iman etmesini emretmeyen bir dinin mensubuyuz. Bundan daha büyük bir demokrasi olur mu? Şunu da ifade edeyim ki, Cumhuriyet rejimi islamı yaşamamıza engel değil fakat yapay engeller oluşturan bir takım laik yobazların yıkıcı tavırları neslimizin duygularını, şevklerini kırmış, onların istikballerinde önemli engeller teşkil etmiştir.
İlim, teknik ve bilim baş döndürücü bir şekilde ilerlerken insanların ihmal ettikleri bir konu var. İnsanlar maddeyi, menfaati yaşamlarına hakim kılmış fakat maneviyatı hayatlarına dahil edememişlerdir. Bundan dolayı da maneviyatsız bir neslin insanlık vasıfları, madde perestlik ve menfaat üzerine oluşuyor.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla