Ben bunun dünyanın neresindeyim diyorum
Bakıyorum göğe ve tekrar toprağa
Ben bu hayatın ölümündeyim diyorum sonra
Hüzünlü senfoniler çalıyor birden
Hüzün mü? Bach ne kadar hüzünlüyse o kadar işte
O ses ağladıkça kararıyor gökyüzü
Duruyor ve açıyor güneş
Kaskatı kesiliyor birden bu şehrin yazdan ısmarlama güzü
Gene aynı döngü, gene aynı itirazın kabul bulmayan seslenişi
Kumar masalarında hayatım oynanıyor
Keskin bir bakış atıyorum duvarlara ellerimle
''Kaybedemem'' diyorum haykırarak yeşil poker masasına
Bugün bu yer benim sana tanığım
Bugün bu yer sensizlikten utanmış
Çünkü yağmur gelmedikçe mahçup kalır sema mahlukata
Ben sen de epey yaşamaya alışmışım senden anladığım kadarıyla
Dönüp tekrar bakıyor insanlar ellerime biriken kumlara
Ters geliyor onlara şişenin dibindeki mutluluk
Oysa ben
o kadar da mesut bir insan değilim
Şimdi senliğim tercih ediyor beni sene
Koşuyor hızla durmadan Everest'e ardından okyanus diplerine
O kadar eşsiz coğrafyalar gezmiş kara noktalar bile anlam veremiyor bu kaçışa
Bu ihtirasa
Bu terk edişe
Aslında baksan sırdan sanırsın fakat bu erken gelmiş kış gibi
Başak olsan anlarsın
Yarın ise bu yer senden davalı
Nasıl bakacaksın yüzüne?
Yarın bu yer kalabalık kalmış
Bakarsın da anlam veremezsin bu şehrin gün yüzüne
Kayıt Tarihi : 8.5.2014 17:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Hatipoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/05/08/malumat-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!