Bir gün bir kafes, kuş aramaya çıktı.
Arkandan el salladı,
Çarptığın kapının
Gürültüsüyle oynayan
Rüzgar gülü.
Anladım o anda,
Değince ellerin yüreğimin ellerine,
Bana hayat veren kan olur gözlerin.
Kapılıp gitsem de sevda sellerine,
Cansız bedenime can olur gözlerin.
Yalnızlık sana dair,senin içinse eğer,
Seni bana getiren,
Efsunlu bir bahardı.
Melekleri çağıran,
Divane sesin vardı.
Geçse güneş yanından,
Akıl almaz uçurum, sonu gelmez bir dehliz,
Gülerken ağlamakta, ağlarken gülmekteyiz.
Gündüzler geceleri sancısıyla kavurmuş;
Sanki bizi alıp da gökkubbeye savurmuş!
Öyle ki parça parça düşüyoruz toprağa;
Yeryüzüne varıp da koşuyoruz bayrağa!
Yağmur getirmeyecek kadar
İnsaflı bir buluttun.
Kimbilir,
Belki de bu yüzden
Yanağındaki gamzeyi
Düşlerimde unuttun.
İyiyim sanıyorsun değil mi? Değilim aslında...Herkese verdiğim yalanlardan bir tane de kendime aldım ve 'iyiyim' diyorum soran kim olursa....
Ne zamandır iyi değilim.Zira sana bu kadar yaklaşmak korkutuyor beni...Aşina olduğum, gerilerde, çok gerilerde bıraktığım ve bıraktığım yerden almayı düşünmediğim eski ama el değmedik bir acıyı hatırlatıyorsun bana...İlk aşkımı, ilk yanışımı, ilk terk edilişimi...
Ben saklanamam biliyorsun! Altına gizlendiğim her kelime hayatın beni yakalaması için bir ipucu gibi...Hatırlıyorum; sana hayattan kaçmayacağıma dair söz vermiştim ama ya bu hayat benim bildiğim hayat değil yada sen bu hayata ait değilsin...
Elimdeki el dedin,
Tut sana rüya, tut bana rüya.
Sihrine mağlup oldum.
Kapkara oldu dünya.
Gözümdeki göz dedin,
Belki bırakmışsındır diye,
Paspasın altına her baktığımda,
Var olmayan bir anahtarın
Tuhaf burukluğu kalıyor damağımda.
Oysa;
O ağacın altında,
Elinde bir sigara.
Dalıp gidiyorsun;
Olmadığım uzaklara.
O ağacın altında,
'Hırsız var! ' dediler,
Hemen kalbimi yokladım;
Yerinde mi, değil mi?
Oysa kimse bilmedi;
Çalar saatin vakti çalmak için
Seni piyon ettiğini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!