Mahpus ettiğimiz duyguların kanat çırpınışları değil miydi, aşkın sesi soluğu bir garip hüzzam ve yine o makam değil miydi, yar siluetinde çarpan bir yüreği müebbet sergüzeştliğe mahkûm kılan...
Bize bir “Nihavent Mucize” gerekti...
Belki yaraşırdı da, vurabilseydik sazlara üzerinde zamanın...
Bulduğum gün kaybetmişim seni.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan