Birgün aynen bu tanımlama ile karşı karşıya kalacağınızdan emin olun, çünkü Dinler arası Diyalog faaliyetleri Müslümanlığı buraya götürme çabasındadır. Zaten dikkat etti iseniz, son zamanda Muhammed Mustafa(sav) değilde, daha çok Hz Isa üzerine yazılar yazılmaktadır. Isa geldi gelecek diye insanların beyinlerini yıkamaya çalışmaktadırlar.
Ama bunlar niye yapıldığı apaçık ortada. Kanmayın bunlara ve yeter ki aklınızı kullanıp bazı gerçekleri gözden kaçırmayın.
Ilımlı islam, başka adı ile Dinler arası diyalogun asil sahibi Vatikandır, Asyayı hıristiyanlaştırma misyonerliğinin en önde gelen faaliyetidir. Peki Müslüman isevi, yahut isevi müslüman nedir?
Türkçede ' Müslüman Hıristiyanlar' manasına gelir. Yahu bir insan ya müslümandır, ya hıristiyandir. Kuran bunun ikisini bir arada olmasını kabul etmez!
Nasıl kabul edecek zaten, Isa ALLAHIN oğlu (tenzih ederim) diyen bir toplum ile, tevhidi esas alan bir toplumu nasıl birleştireceksiniz?
Tevbe Suresi 30 Yahudiler: ’Uzeyr, Allah’ın oğludur.’ dediler; hıristiyanlar da: ’Mesih, Allah’ın oğludur.’ dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerine sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!
Dinler arası Diyalog bu yüzyılın en tehlikeli misyoner faaliyetidir. Niye diye soracaksanız. Ilımlı islam düşüncesi ile önce Kelimeyi tevhidi yıkmaya çalıştılar. Sonrada siz farkında bile olmadan, dininizin ana temelini yok edecekler. Zaten Suat Yıldırım kuranı kerime Incil ve Tevrat´dan pasajlar alarak yayınlamadımı? Mealin ön sayfasında ' Fethullah Gülenin yazısı 'ile, Zaman gazetesenin dağıtımı ile gerçekleşmedimi.
Zaten Almanya da yaşayan her müslümana sorun, burda Dinler arası diyalog diye bir kavram yoktur! BakınTürkiye de her köşede, nur cemaatinin ettiği propagandanın, Almanya da sözü bile geçmiyor, yani yoktur! Müslümanlar diyaloga destek çıkacak, ama hıristiyan bir toplum çıkmayacak. Burda ne medyada, ne basında, nede başka bir şekilde bu konu üzerine hiç konuşulduğunu görmedim! Gördüm diyen varsa getirsin kaynakları bende düzelteyim. Şimdi bu ilginç değilmidir? Yani Türkiye de Diyalog için Türkler çalışacak ama hıristiyan ülkeler de bu konu üzerine birşey yapılmayacak. Zaten Radikal islam ile ılımlı islamı ortaya atan kişiler, bunu bilinçli yapmaktadırlar. Hedef barışı sağlamak, yahut demokrasiyi getirmek değil. Onların hedefi tüm dünyayı hıristiyanlaştırmak ve Türkiyenin bir çok yerinde, insanlarımızı hıristiyanlığa yakınlaştırmak!
Bakın 20 yy başların da şu söylenen söz, olayı apaçık dile getirmekte:
- “Avrupalılar geldiğinde onların elinde İncil bizim ise zengin topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp Tanrıya dua etmemizi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların ise ayaklarının altında bizim zengin topraklarımız vardı.” (20. Yüzyılın başları Jomo Kenyatta.)
Yine 1854 senesinde Kardinal Newman´in tespiti çok açık ve netdir:
- “Hıristiyanlık dini ile temasa geçen bütün ırklar, kavimler er geç Hıristiyanlık dinini kabul etmişlerdir. Bu genel kuralın tek istinası Türklerdir. Türkler Hıristiyanlığı kabul etmek şöyle dursun, ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. Onun için Türkler ile savaşmak, onları yok etmek zorundayız.” (Liverpoll 1854 Kardinal Newman)
Dinler arasi Diyalog safsatasını ortayan atan Vatikan ve bir zamanlar onun başı olan Papa Paul´un sözleride ayrıca ilginçtir:
- “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı İkinci bin yılda ise Amerika ve Afrika Üçüncü bin yılda hedef Asya dır.”(24 Aralık 1999 Papa 2. John Paul, Milenyum mesajı.)
Bakın bunu söylediğin de, Türkiye Dinler arası diyalog çalışmasının içinde idi. 1998 de, Fethullah Gülen Dinler arası Diyalogun bir parçası olmak için, Vatikan da papaya mektup vermiştir.
Fethullah Gülen Papaya yazdığı mektupta aynen şu ifadeleri kullanıyor:
- “Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan dinler arası diyalog için Papalık konseyi misyonunun (PCID) bir parçası olmak için burada bulunuyoruz. Ve bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz.” (9 Şubat 1998 Rabbin Aciz Kulu Fethullah Gülen)
Ve Dinler arası Diyalogun ne zaman başladığını öğrenmek istiyorsanız, 1964 senesinde söylenen şu söze bakmanız yeterli olacaktır diye düşünmekteyim:
- “Kilisemiz bütün insanlığın mutluluğu içindir. Dinler arası diyalogun bizim için anlamı bütün insanları kiliseye ve İncile yani Hıristiyanlığa ulaştırma yoludur.” 6 Ağustos 1964 Papa 6. Paul
Bir insan kelimeyi Tevhidi kalbi ile tasdik ederek söylüyorsa o insan Müslümandır. Böyle bir insana kalkıpta ' ISEVI' demek terbiyesizliktir. Ha yok adam diyorsa ki' Efendim ben eski dinimden dönmem, sadece dilim ile söylüyorum ama kalbim ile tasdik etmiyorum',o zaman bu insana da müslüman demek terbiyesizliktir.
Isevi Müslümanlıkta neyin nesi? Ne oluyor bu acep?
(Isevi Müslümanlar sözü için bkz: Said Nursi Yirmi Dokuzuncu Mektup - s.558)
İhsan Atasoy’un; “Batı’da Müslüman İsevileri gördüm. Adam Hıristiyan ama tevhit inancı var, Hz. Muhammet’i de kabul ediyor…” sözünü haydi bir an için kabul edelim.
Bu adam ALLAH birdir diyorsa, Muhammed Mustafayi kabul ediyorsa ' MÜSLÜMANDIR'! Yok hıristiyandir diyecekseniz, yani Isevi kulpunu takacaksanız o zaman bu adam Tevhit inancına inanmiyor demektir. Öyle ya, isevi olan biri Isa için ALLAHIN oğlu diyor.Nasıl Müslüman oluyor bunu diyen biri? !
Yani olay şudur efendiler. Adam diyor ki ' ben Hıristiyanım' sizin üstadlarınız onları ' müslüman iseviler ' diye tanımlıyor. Bunun adı Dinler arası diyalog oluyor. Ama karşıda ki Hıristiyan, sizi ' Isevi' diye kabul etmiyor. Nasıl bir diyalog bu ALLAH aşkına?
Efendiler, Isevilik bir ırk yahut kavim adı değil. Bir dinin adıdır. Müslümanlıkta bir dinin adıdır. Bir insan hem Hıristiyan hem müslüman olamaz! ! Ne bu yaw, çifte vatandaşlık misali çifte dinmi veriyoruz artık insanlara. Peki şimdi şu soruyu sormamız gerekmiyormu. Diyelim ki bir Müslüman bunlara kandı ve dedi ki' efendim ben müslümanım ama kiliseye de gitmek istiyorum, hıristiyanlığı beğendim sevdim'. Şimdi siz bunu kabulmu edeceksiniz? Hıristiyan oruç tutmayacak, namaz kılmayacak, camiye gitmeyecek, abdest almayacak siz ama buna rağmen Müslüman kulpumu takacaksınız? Yahut vahabiliği napacağız? Öyle ya, onlar da Müslüman değilmidir.
Bir önceki yazım da yazdığım gibi. Aleviye gelince ona ' Dinsiz' dersiniz, ama ne hikmet ise hırisityanı baştacı ederseniz.
Haa anladım, size göre sadece Nurcular ve Hıristiyanlar önemli, gerisi müslüman değildir. Zaten başka türlü olmuş olsa idi, insanları nurcu yapmak için çabalamazdınız.
Sizin kadar ikiyüzlülük yapan başka hiç bir kavim bugüne kadar görmedim, göreceğimi de sanmıyorum!
Sizin dininiz size, benim dinim bana!
Kafirun Suresi 6
Kayıt Tarihi : 25.8.2009 14:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Çelebi](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/25/makale-isevi-muslumanlik.jpg)
Mustafa bey kardeşim yazınızı sonuna kadar okudum.bir çok hususlarda haklısınız,size bütün samimiyetimle katılıyorum, velakin bir iki hususun hatırlanmasında fayda mülahaza ediyorum.
şöyle ki; diyalog projesiyle uğraşan arkadaşlar gerçek nur talebeleri değiller.onlar fethullah gülen gurubuna mensup insanlardır ki,onlara nurcu değil,hocacı ve fethullahçı denir.
Üstad bediüzzaman böyle bir diyalog önermemiştir.kendisi sağlığında bizzat o zamanki fener patriğine gidip,' sen hz.peygamber(sav)e inanıyormusun' diye sormuş,ondan aldığı müsbet cevap üzerine,'bunu arkadaşlarında kabul ediyormu'diye tekrar sormuş,rahibin menfi cevabı üzerinede,'bu hakikati onlarada anlat'diyerek oradan ayrılmıştır.bu olayı yaşayanların hatıraları'son şahitler' isimli kitaplarda münderiçtir.
ikincisi;Ahir zamanda hz.isa(as)ın yer yüzüne ineceği ve ümmett-i muhammedlik şerefiyle şereflenip hz.mehdiye manevi ve maddi mücahedelerinde yardım edeceği bir çok sahih hadislerin beyanlarında var.
Burada yapılan davranışlar güya o hizmetlere zemin izhar etmek babından faaliyetlerdir.ama bunlar gerçekten çok büyük bir yanılgı ve iltibastır.
üstad bediüzzaman münazaratta aynen şöyle der;'EY UYKUDAYKEN KENDİNİ AYIK ZANNEDENLER, DİNDE MÜSAMAHA VE TEŞEBBÜHLE MEDENİLERE YANAŞMAYIN! ZİRA,ARADAKİ DERE PEK DERİNDİR,ONU DOLDURUP HATTI MUVASALAYI TEMİN EDEMEZSİNİZ!YA SİZDE ONLARA KATILIR ONLARDAN OLURSUNUZ,YADA DALALETE GİDER BOĞULURSUNUZ!'
Siz şimdi bu beyanları yapan bir alimden şu şekilde saçma bir faaliyete izin vermesini beklermisiniz?
mektubatta geçen bir beyan bazı hususi şahıslar için bir ihbardır.oda isa (as) nüzul ettikten sonra ona tıpkı eski havarilerinin yardım ettikleri gibi yardım edecek bir kısım kahraman fedakarlardır.bunu umuma teşmil etmek mümkün değildir.
biz 1979-1982 yılları arasıda almanyada bulunduk ve bir çok rahiple,misyoner ve yahova şahidiyle tartışmalara girdik.ilzam olmalarına rağmen hiç birinin islamı kabul ettiğini görmedim.avamdan veya başka mesleklerden dönenler oldu ama rahiplerden asla!
daha uzun yazmaya gerek yok.zaten bir çok konularda hem fikiriz.ben sadece size hz isa(as)nın yer yüzüne ineceğini ve islamla şereflenip ona hizmet edeceğini hatırlatmak istedim.
hayırlı çalışmalar,hayırlı ramazanlar!
selamünaleyküm...
TÜM YORUMLAR (1)