İKİ GÖZ
Aslında okurla buluşmaya can atan ve şairinin, ‘bir başka göz’le kendisini olgunlaştırmasını bekleyen ‘aceleci şiirler’; besleyici gıdasını paylaşıldığı ortamlardan alır. Bu şekilde şairinden kalan boşluğu, doğal olarak ‘bir başka göz’e sahip olan ‘okur’ doldurur. Bu anlamda zaten ‘okur’; aslında şiirler için algılayıcı bir ‘görür’ öğedir, bileşendir.
Şiirlerin gelişiminde bu açıdan bakıldığında çoğu kere gözlenen ‘prematüre kurgular’; tamamlayıcı organlarını, okurun, belki de eleştirmenin ek imgeleri / dizgeleri ve hattâ geri bildirimi içeren bir iletisi yoluyla görebilirler. Çünkü şiirin müsebibi olan şair, ‘bir başka göz’ün kendi içinde oluşası için gerekli zamanı kullanmamış; anlık bir sunum, anlık bir kitleye erişerek evrimini de bir hilkat gâribesi olarak tamamlamıştır.
Oysa şairlik; aynen liderlik, önderlik veya yönetmenlik gibi güçlü birikimlere dayalı olan ‘bir başka göz’e (yani ikinci bir göze) sahip olan kişilerin gerçekleştirdiği bir sanat işidir. Yani şiir, mecliste oluşturulmaz; tartışılarak olgunlaştırılmaz, yasalaşmaz! Her bir mebus, şiiri kendine çekemez; diğerlerinin beğenmesinden taviz verilemez; çok yönlü / kimlikli olması yadsınamaz; yani kimliği yok edilemez! Kimliksiz olup, ünlü ozanların tarzına yönelenler bile bunu karalayan şairine değil, bilinen şiir önderlerine atfedilirken; öznel yazılan şiirlerin, ağızdan ağza değişken olup, dilden dile aktarılırken anonim olması beklenemez mâniler gibi.
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta