seher vakitlerinde doğuyor gözlerdeki sevdalar aşklar
kimsenin bilmediği kuytu köşelerde sabahlıyor ela gözlü kızlar
siyah saçlı esmerimsi yüzler aldatıyor ay kesiği gecelerde
kimse görmüyor kimse bilmiyor acı çeken elleri
vucut vucutla birleşiyor sokak başlarında
kahpe dünyanın nazarını güçsüz kızlar çekiyor
gören başını çeviriyor utanıyor o mahsum yüzler
hiçbir zaman gülmüyor gülmeyecek o gül gözler
çoğunun gamzesi var ama bilmiyolar bakmıyorlar aynalara
kaçıyorlar kendilerinden ölüme koşuyorlar
ölümün kurtuluş olduğunu zannediyorlar
ama işte bilmiyorlar isimlerindeki kara lekeyi
öğrenseler ansalar da kar etmez ya
hep saçlarından tutup sürüklüyorlar
zorla sahip oluyorlar alışılmadık dudaklara
kahpe gecelerden doğuyor beşiklere
bazen bir avuç toprak oluyorlar
daha dünyaya gözlerini açmamış çocuklar
yağmurlu geceler silmeye çalışıyor gözden akan yaşları
biri çıkıpta uzatmıyor ellerini
aksine iki elle tutup çekiyorlar
ışıksız dünyanın karanlık meydanlarına ….
O karanlık meydanlarda
kimi bıçak darbeleriyle öldürülüyor
kimi intihar ederek ölüyor
beyazı görmeye hasret kalmışlar
bıkmışlar fani dünyadan
boğazları yırtılıncaya kadar bağırıyorlar
avazları çıkıncaya kadar
seslerini duyan bir tek şey var
kara toprak …. Kara toprak çağırıyor bağrına
bağrına basıyor beyaz bezler içinde
kıvranıyorlar kıvranarak kurtuluşa eriyorlar ve veda etmeden ölüyorlar
ve elveda demeden ölüyorlar ….
Kayıt Tarihi : 10.1.2016 23:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!