Bu aralar pek kederdeyim,
Har yanım buram buran hasret kokuyor…
Bir görsen ne haldeyim,
Canım parçalar kokuyor…
Sevdamın zirvesinde ki Berfin`im
Sıcacık GÜNEŞ`im doğuyor…
Terk ediyorum seni
Dönmemek üzere sevgilim
Hoşça kal…
Biraz ağlamam gerek
Sonra unutmam…
Anılarınla saklambaç oynuyorum
Sen beni hiç hak etmedin
Sana duyulan özlemlerimi
Hasretimi
Düşüncelerimi
O tarifi olmayan
Hani kelimelere sığdıramadım dediğim sevgiyi
Düşünüyorum Tigris…
Seni düşünüyorum…
Güneş`in batışına kızan,
Dicle’nin asi dalgalarının
Kıyıyla verdiği savaşın sesini
Tüm kaygılardan uzağım…
Bu hiçbir şeyi bilmemenin verdiği
Anlaşılmaz bir kaygısızlık…
Yarın bana ne getirecek
Benden neyi alıp götürecek bilmiyorum
Belki çok mutsuz olacağım
Nice ümitlerim taşınarak giderken
Ağırlaşan günün ardından
Yeşil gecenin kapılarına daldım.
Gözlerim yaşlı
Yüreğim bükük
Ve temmuzun sıcaklığında çatlamış
Kendimi bildim bileli
Hiçbir şey anlamadım
Bu acılı,
Yalan,
Karanlık dünyadan…
Biliyordum her şey zıtlıklardan oluşuyordu
Ey İhanet…
Koynumda unutup kaçan gün;
Gitmek doğmak mı senin için yeni baştan?
Ya ben?
Hangi kalbe sığdırabilirim şimdi bu hüznü
Acılarıma…
Gerek yok yağmura
Yeterim geçtiğim topraklara
Gözlerim olmuş nehir…
Canım yanar yokluğunda
Söndüremiyorum ama…
Ne olur gitsem çok uzaklara...
Özlemesem hiçbir gülüşü...
Her sabah dayanmasa kapıma hasretler...
Ben ağlamasam...
Ne olur gömsem hafızamı
Yaşanmamışlıklar kalsa bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!