düşün ki eylülde doğmuşsun
ağladığına ihtimal vermemişler bu yağmurlu mevsimde
hüznünü küçümsemiş yaprak döken ağaçlar
ellerine çiğ düşmüş.
ellerin ve hayallerin üşümüş
Dünya nimetlerine zerrece tamahım yok
Öldüğümü görsen de bil ki tek bir ahım yok.
Benim için ağlama, bozma bu güzel günü
Çok şükür ağlamayı hak eder günahım yok
*Cemal Safi'ye
Anlattı aşk için candan geçmeyi
Bizdeki her hali melal eyledi
Muhabbet ceminde bade içmeyi
Mahzun dudaklara helal eyledi
🔹
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Dünya gavgasına düşüp, kula minnet eylemem
Üç beş aciz kul eline kaldıysa bu kutlu yol
İt izinde yürümem ben, yola minnet eylemem
Nasıl bir âlem ki böyle, herkes gider kârına
Beşiğinde tekmelenen bebektim
Talih bana her an güldü sanmayın
Saadeti dipsiz kuyudan çektim
Altın tepsilerde geldi sanmayın
*
Kendim kestim kendi göbek bağımı
Ben sesimi üşüyen şehirlerde yitirdim
Onun için sükutum gözlerimde buzlanır
Bir vefasız öyküyü ortasında bitirdim
Artık her yarım kitap raflarında tozlanır
Firari kahramanlar mevsimlerden göçer de
Yılkı taylarının yemlendiği yer
Köroğlu atının gemlendiği yer
Huzurun, sükûnun demlendiği yer
Çelebi, methetmez böyle her şehri
Âlimler, fazıllar, şairler şehri
Mahrem mısralarımla cismini örtüp durdum
Teşbih ve mecazlardan ismine türbe kurdum
Türkülerim tutuştu, ağıtlarla avundum
Veda yaralarına pansuman olur vefa
Yaktığın coğrafyaya dönüp baksan bir defa
.
Aşk başlar, akıl susar; gönülden mânâ düşer
Bir nazenin yapraktır, su varken kana düşer
Ey geceyi şiirlerle emziren yitik şair
Her gece fecre kadar bu hicran sana düşer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!