Sardı özü sevda közü gel gayrı,
Ahu gözde aşk şerbeti tattım yâr…
Gördü yüzü gönlün gözü yel gayrı,
Dağda – düzde aşka kulaç attım yâr…
Aşk bayrağı çektim gönlün burcuna,
Bir eğitim kurumunda,
Padişah olmaz!
Vezir olmaz!
Dalkavuk rezil olmaz…
Bir eğitim kurumunda,
Hey!
Amerikalı kovboy!
Azmış çıldırmışsın yine…
Kan bürümüş aç gözüne,
Kan istiyorsun kan…
Horişima Nagazaki Vietnam…
Ellerini ellerimde beklerken,
Sen uzaktan ceylan gibi süz beni…
Yellerini yellerime eklerken,
Aşk tuzaktan başka nedir üz beni…
Yüreğime her gün saldın şavkını,
Oku çocuk, öğren çocuk.
Zorluklara diren çocuk.
Yenik düşmez yarınlarda,
İleriyi gören çocuk…
Akıl aldı akılsızdan,
Mutlu yuva viran oldu…
Toprak umdu çakılsızdan,
Kara taşlar divan oldu…
Kısa geldi her tür yorgan,
Başı kurtulmasa da beladan,
Yalçın bir kaya gibi,
İki gözüm,
Direndi zulme...
Onursuzlar korosu,
Arsız sözü meşe közü yüreğe,
Taş fırında can kavrulur dumansız…
Viran özü dert doldurur küreğe,
Umut üşür gün savrulur zamansız…
Riyakârdır dış kapının mandalı,
Uzar gider tarihin ilk çağlara,
Adıyaman yoksulluğun kederim…
Sahipsin sen ova göle dağlara,
Adıyaman ayaz yedi kaderim…
Zulme çare bulamadı âlimler,
Hep disiplin görgü bizde,
Dipçikli tel örgü bizde,
Çalışan biz kazanan siz,
Asker biziz vergi bizde…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!