İki küçük kuştuk seninle, sürüyle devam etmeye kanatlarımızın gücü yetmemiş en yakın dala beraberce konmuştuk. Önce yaralarımızı iyileştirip birbirimizin, senden bir çöp benden bir çöp yarım yamalak bir yuva yapmıştık. Beraber yaşamaya söz vermiştik o gün sırt sırta, en yırtıcı kuşlara karşı cesaret doluyduk birlikte.
Her gece yıldızlara kaldırıp başımızı hikayeler anlatmıştık birbirimize. İki kuştuk seninle ve ben yemek konusunda beceriksizdim, tüm utancımla dönerken yuvamıza sen dünden bulduğun iki solucan koyardın önüme.
İki kuştuk bir dalda seninle ve sen meraklıydın hep gökyüzünün en mavi, en yüksek yerlerine ben gittim gördüm diye yalanlar söyledim sana bir gün çekip gitme diye aynı dedim aynı bir farkı yok buralardan en alçaklardan farkı yok dedim beni terk etme diye.
Zaman geçmiş sevgi büyütmüştük ufacık kalbimizde, göç etmeyi unutup her yağmur yağdığında tüm centilmenliğimle kanadımı uzatmıştım başının üzerine ıslanıp üşüme diye, sonra sen sarmıştın beni tüylerim kurusun diye.
İki kuştuk seninle gülerdik güzel ötüşlerimizle tüm yabaniler sakinleşirdi, bir aslan bir ceylanı öldürmekten vazgeçerdi sabaha karşı ötüşünde. Ağlardık, çokta ağlamıştık yem olduğunda yumurtaların kalleş hayvanlara ama yıkılmamıştık her şeyin üstesinden küçük bedenlerimizle gelmiştik.
İki kuştuk seninle ve ben kıskanırdım seni diğer kuşlardan hepsiyle kavga etmeye yeltenirdim sense yersiz olduğunu anlatmaya çalışırdın bir şekilde.
Kanatlarımız uzadı uçtuk sahillere, denizleri izleyip hayaller kurduk beraberce, gerip göğsümü her seferinde tüm kartalları kovdum yakınımızdan. İki kuştuk ama bir olduk fedakarlığı, özveriyi, sevmeyi, öğrendik seninle, insanlığı es geçtik. Bulaşmadık dünyaya, görmedik hiç zorbalık görmedik ağlayan çocuk, işsizlikten kendini diri diri yakan bir genç, huzurevinde ölen bir ihtiyar görmedik, bulaşmadık dünyaya, direndik rüzgârlara.
Her agaca gagamızla yazdık sevdamızı. Dağlara yankılattık adlarımızı, nehir kenarında bıraktık mahcup ıslak öpüşmelerimizi. İhtiyarlamıştık beraberce.
İki kuştuk seninle ve hiç bir renk kandıramaz artık sanmıştım bizi, bir gün kanıp gittin gökyüzünün en mavi, en yüksek yerine bana tek renk siyah bıraktın kucağımda, kanadım kırık, mahkum kaldım kediler zamanına.
Batıkan KaymazKayıt Tarihi : 24.5.2019 00:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Batıkan Kaymaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/05/24/mahkumlugumuz-kediler-zamani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!