Barış hayâl ettim, olmadı.
"Savaşsız dünya" diye haykırdım, sonuç hüsran!
Sömürüsüz bir dünya düşledim, kavga verdim...
Cezam kesildi, mahpus damlarında yattım.
Eskiler “Ağustos’un yarısı yaz yarısı kış” derler…
Ne kadar da doğru, bunaltıcı sıcaklar gitti,
yerini tatlı bir serinlik aldı.
En azından İstanbul için.
Öyleyse gezme vakti, bir an önce yollara düşmeli…
Bekle beni sevdanın şehri, geliyorum!
Şiir küstü mü?
Yoksa biz mi ilgilenmiyoruz?
Hâlbuki şiirsiz edebiyat olmaz...
Daha doğrusu şiirsiz hayat yaşanmaz.
Geçenlerde şair bir dostumla karşılaştım...
Çağımız şiiri de tüketti.
Oysa ne şairler tanımıştık, hepsi birer ekol.
Nazım’ın evrenselliği tartışılır mı?
Vatan şairimizi insanlık âlemi tanıyor.
Cemal Süreya, böylesi bir daha dünyaya gelir mi?
Hele Orhan Veli, her bir şiiri lezzetin dorukları.
12 Eylül yılları, baskılar tüm hışmıyla sürüyor.
Kaçaklık dönemim, bol bol kitap okuyorum.
Daha internet icat olmamış, küçük bir defterim var.
Kayda değer satırları not alıyorum.
Dün bir göz attım, aman tanrım, neler yazmamışım ki...
Son sayfadan başlayayım...
Siyasetin çürümüş labirentlerinden sıyrılıp birazcık nefes almak,
birazcık hayatın derinliklerine dalmak...
Yorgun ruhuma öyle iyi geliyor ki...
Durmak yok, ver elini Burgaz.
Sait Faik'ten mi nedendir bilinmez; bu adayı çok seviyorum.
Sanki kurtarılmış bölge.
12 Eylül yılları, baskılar tüm hışmıyla sürüyor.
Kaçaklık dönemim, bol bol kitap okuyorum.
Daha internet icat olmamış, küçük bir defterim var.
Kayda değer satırları not alıyorum.
Dün bir göz attım, aman tanrım, neler yazmamışım ki...
Ezbere bilmesem de şiiri çok severim.
Hele baba şairleri.
Başta Mehmet Akif, ne samimidir.
Sonra Yahya Kemal, tam bir saltanat düşkünüdür.
Nazım, malûmunuz, en çilelidir.
Necip Fazıl ise fevkâlade lezzetlidir ama düzenin adamıdır.
Darbe değildi Gezi
Külliyen yalan.
Bir isyandı
Doğrunun, güzelin, vicdanın başkaldırısı.
Ağaç olup çoğaldılar
Ormandılar artık, sevginin bahçesi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!