Manisa'da doğdum ve orada büyüdüm. Şimdilerde İstanbul'da yaşıyorum, üniversite okumak için geldim bu şehre. İnsanlarla tanışmayı, hikayelerini öğrenmeyi çok seviyorum. Sadece şiir değil hikaye de yazıyorum.
Şimdi ben
Her şeyden çok
Konuşmak istiyorum.
Şu egeovası tutamıyor artık beni.
Ben hayatı doludizgin yaşamak,
Yaşamın su bardağında zeytin yağı olmak,
Bugünlerde birkaç dize dönüp duruyor aklımda,
Bir demet tiyatro tutmuş ellerinde
Bıyıklarıyla gülen bir surat:
"Erciş'te, bir göçükte çocuk
İstihkakından karılmış
Bir beton muamması altında
İstanbulda bir sonbahardayım,
Bir ağaçtan kopan sararmış yapraktayım.
Gece yüzünü bizden çeviren gün ışığındayım.
Tüm ölü şairlerin dizelerinde,
Tüm canlı şairlerin damarlarında akmaktayım.
Bıçak kesercesine katı bir buhrandayım.
Oturmaktasın,
Karanlık
Buğulu bir cam,
Aydınlatır
Bir küçürek odadasın!
Her kuş, esasında göçmen kuştur.
Ya öyle göçer ya böyle göçer,
Kimisi yıllık olarak yapar bunu.
Dünya, güneş ve iklim ekseninde.
Esen rüzgarda savrulur gibi
Doğasının gereğince.
Bir beyaz kağıtla baş başayım.
Tozlu bir beyazı var,
Sanki sevgiliye yazılacak bir mektupmuş da
O sevgili seni unutmuş gibisine bir toz.
O beyaz kağıdı koptuğu deftere yasladım,
Bir kitap gibi yaşamak,
Hayallerin peşinde dolanmak,
Küçük çocuklar gibi düşüp kapaklanmak,
Buydu başıma gelen.
Sonra:
Duygularımı derinlere gömüp,
Bir sabah kalkıyorum, yoksun
Bir akşam otobüste kayboluyorsun,
Demire, kabloya, elektriğe karışıp
Umursamazlıktan bir perde çekip
Gidiyorsun.
Sen bilirsin,
İstanbulda bu havalar
Hükümranlık kurdular,
Her sabah uyanıp
Gözümüzü doldurdular.
Boğazda bir uyuşukluk var
Karadeniz utanmasa
Çok sürmedi be koca şehir,
Birkaç ayda yedin yuttun,
Bir dehlizde boğdun attın beni.
Şimdi,
Benden, ve senden artakalan
Bir boş, kurumuş kabuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!